Geçen gün bir billboard gördüm: Dünyaca ünlü ABD'li kemancı Joshua Bell, Mayısın 15'inde İstanbul Zorlu Center'da ve 16'sında ise Ankara Congresium'da birer konser vermek üzere geliyormuş. (Yanlış hatırlamıyorsam son 5-6 yıl içinde iki kere daha Türkiye'de çalmıştı.)
İlana "Metrodaki kemancı" yazmışlar. Niye? Joshua Bell, Ocak 2007'de, Washington Post gazetesinin girişimiyle metro istasyonunda çalmayı kabul eder. Kafasına bir kep geçirip, 45 dakika boyunca çalar da...
Ne mi olur? Milyonlarca dolar değerindeki 300 yıllık Stradivarius kemanını çalışını konserde dinlemek için yüzlerce dolar vermeye hazır kişilerin de aralarında olduğu, 1.097 metro yolcusu, Bell'i fark etmeden yanından geçer gider. Pek azı durup dinler; tabii o da kısa bir süre için...
Metro "gıygıyına" 27 kişi, 32 dolar bırakmıştır. Bunun 20 dolarını, onu tanıyabilen tek kişi vermiştir.
Meraklısı metro deneyini YouTube'tan izleyebilir. Hazır açmışken, Anoushka Shankar (müteveffa sitar ustası Ravi Shankar'ın kızı) ile 2007'deki Verbier Festivali'nde birlikte çaldıkları şahane parçayı da dinleyiversinler.