Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Toledo'dan Aspendos'a

Uçakta okuduğum haber, Madrid gibi tarihi eserlerle dolu bir kentten dönmekte olan bir Türk'ün ilgisini çekmeyecek gibi değildi: Antalya'daki bin sekiz yüz yıllık Aspendos antik tiyatrosunun zamanla kırılmış merdivenleri, pırıl pırıl mermerler kullanılarak restore edilmişti.
Eleştirenler, "Böyle mutfak mermeri kullanarak restorasyon yapılmaz" diyor. Savunanlar ise "Dert etmeyin, birkaç yıl içinde yeni mermerler de kararıp eskiler gibi görünecek" diye cevap veriyordu.
Peki, doğru tercih hangisi? Bu konuda karar vermek kolay değil:
Çünkü bazı tarihi eserlere hiç dokunulmaz; sadece daha fazla bozulmaması için korunur... (Örneğin Fransa'daki Lascaux mağarası... 17 bin yıl önce yapılmış duvar resimlerinin bozulmaması için mağaraya sadece bilimciler özel izinle girebiliyor.)
Kimi aslına uygun olarak restore edilir; öyle ki eskiyle yeniyi ayırt etmek zor hale gelir... (Mesela Viyana Sanatçılar Evi Secession'da, Gustave Klimt'in "Beethoven" adlı ünlü duvar resmi, bombardımanda ciddi biçimde hasar görmüştü. Ustalar elde kalan bölümleri aslına uygun olarak restore ettiler. Yok olan bölümleri ise çizimle gösterdiler.)
Kiminde ise müdahale açık seçik gösterilir... (Mesela eski eser statüsündeki binalar, çelik konstrüksiyonla güçlendirilerek kullanılır.)
Ancak bizde bu işler pata-küte yöntemiyle yapılıyor. Örneğin Bedreddin Dalan'ın belediye başkanlığı döneminde tarihi İstanbul surlarının bir kısmı, yeniden inşa edilmişti.
Olaya restorasyon değil de, inşaat diye bakıldığında... Ortaya çıkan şeye tarihi eser değil, Hollywood dekoru denir. Adama gülerler.

"Devlet görevi" nedir?
Bu vesileyle Madrid'in 70 km uzağındaki Toledo kentinden söz etmek isterim. Eski başkente uzaktan baktığınızda kocaman bir tarihi yerleşim gibi görünüyor, nasıl muhafaza ettiklerini merak ediyorsunuz.
Yaklaştığınızda ise gördüğünüz şu: Bir dönem dinlerin kardeşliği fikrinin bizzat yaşandığı bin üç yüz yıllık Toledo'da birçok eski eser var. Bunlardan 40 kadar yapı, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınmış durumda.
Ancak İspanyol otoriteler eskiyi korumakla yetinmemiş. Toledo ve yakın civarında yapılan tüm binalarda, eski kentin mimari üslubunun kullanılması şart koşulmuş.
Böylece tarihi Toledo'nun aslında olduğundan çok daha büyük, çok daha muhteşem görünmesi sağlanmış.
Buna bir kandırmaca diyebilir miyiz? Olabilir. Ancak alanın da, satanın da razı olduğu bir aldatmaca bu... Toledo'yu karşıdan gören, mimarisi ve malzemesiyle "eski havalı" bir otelde kalmak turistleri memnun ediyor işte.
Son olarak... Kültür ve Turizm Bakanı Yalçın Topçu, Aspendos eleştirileri için "ideolojik linç" demiş...
Bu savunmayı anlıyorum da...
Gazetecilerin "Antalya'ya gelmişken, Aspendos'a da gidecek misiniz" sorusunu... "Tabii ki düşünürüz. Ama neticede devlet görevi yapıyoruz. Turistik seyahat yapacak durumda olsak keşke" diye cevaplamış.
Kültür ve Turizm Bakanı'nın, tartışılmakta olan Aspendos'a gidip restorasyonu bizzat görmesi, devlet görevinin ta kendisi değil mi? Böyle bir gezi, turistik seyahat sayılabilir mi?
Topçu "neyin bakanı" olduğunun farkında değil galiba.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA