Dünkü yazıda Öcalan'ın şubat ayındaki çağrısına rağmen PKK yöneticilerinin niye silah bırakmadığını anlatmaya çalıştım.
Bugün PKK yönetiminin içinde bulunduğu durumun, HDP ile bağlantısını kurmaya çalışalım. Haziran seçimlerinden bir süre sonra PKK yöneticilerinden Duran Kalkan'ın HDP'li milletvekillerine yaptığı çağrıdan burada söz etmiştim:
"HDP için tek yol halkın içine çekilmek ve yerelden demokrasiyi inşa etmektir" demişti Kalkan, 8 Ağustos tarihli yazısında.
Halbuki aklıselim sahibi bir Kürtçünün, bu durum karşısında şöyle düşünmesi gerekirdi:
"Bizim parti yüzde 10 barajını aştı... 80 milletvekili kazandı... Artık TBMM'den çıkacak kanunlarda bizim de payımız bulunacak... Örgütün silahlı mücadeleyi bırakıp, demokratik siyasete geçmesi için şahane bir fırsat bu..."
Ama PKK yönetimi tam tersi bir tavır aldı. Şu sıralar HDP'nin kapatılması veya milletvekillerinin siyasetten uzaklaştırılması için elinden geleni ardına koymuyor.
Niye? Sebebi belli: Ovada yapılacak siyaset, PKK komutanlarına uymuyor. Hayatını silahla geçirmiş, şiddet politikasını bilen ama demokratik siyasetten anlamayan... Ayrıca Çözüm Süreci içinde kendilerine bir yer bulamayan (verilmeyen) bu adamlar; HDP buhar olsa, zil çalıp oynayacak. Çünkü bu sayede Kürt halkına "Bu iş demokrasiyle olmaz. Özgürlüğümüzü ancak silahlı mücadeleyle kazanabiliriz" deme fırsatını bulacaklar.
Aslına bakılırsa Kürtçü siyaset, bu hengâmede kamuoyuna fazla yansımayan bir çelişkiyi barındırıyor: Öcalan ve PKK yönetimi geçmişi temsil ederken, HDP yönetimi geleceği temsil ediyor.
Şu anlamda: Demirtaş demokratik siyaseti biliyor. Beğensek de, beğenmesek de; sevsek de, sevmesek de bir partinin liderliğini yapacak yeteneğe sahip.
Kürtçü partiler yıllar boyu Öcalan'ın ve PKK'nın güdümünde kaldı. Bu durum değişmiş değil, ancak işaretler var. Bu yüzden PKK yönetimi, HDP'yi, daha fazla meşruiyet kazanmadan saf dışı etmek istiyor. Tek arzusu, partinin sadece kendi işine geldiği gibi davranması...
Zaten olaylar da bu yönde gelişiyor: PKK böyle vahşice kan döktükçe, HDP'nin yaşama şansı her geçen gün daha da azalıyor.
Özetle: AK Parti ve MHP rekabeti olmasa dahi, PKK'nın baskısı HDP'yi bitirecek. Şu anda öyle görünüyor.