Cumhurbaşkanı Erdoğan, rektörlerle bir araya geldiği toplantıda bir kez daha söyledi: "Tek çözüm örgütün silahlarını bırakmasıdır." (Bu sözü başka bir düzeyde okursanız, 'örgüt silah bırakana kadar mücadelemiz devam edecek' anlamı çıkar ki Erdoğan zaten onu da söylüyor.)
Peki, örgüt bugünkü şartlarda silah bırakır mı? Hayır bırakmaz.
Hem Ankara, hem de Kandil "savaşa devam" sinyali verdiğine göre... Üçüncü bir değişken, yani başka bir siyasi aktör (ABD? İmralı?) devreye girene kadar çatışmalar sürecek demektir.
Bana sorarsanız, Barış Süreci sırasında hem Ankara'nın, hem de İmralı'nın çok temel bir eksiği oldu: Kandil'i, yani PKK yöneticileri, "bağımlı değişken" olarak algıladılar.
2013 yılında... Öcalan ateşkes mesajı verdiğinde, örgüt saldırıları kesince... Sanıldı ki Öcalan ile anlaşmaya varıldığı takdirde, Kandil de buna uyacak... Sadece Ankara değil, Öcalan da böyle düşündü...
Bu nedenle Çözüm Süreci sırasında PKK yöneticilerinin geleceğine ilişkin kayda değer bir program geliştirilmedi.
Mesela Öcalan, bu yılın şubat ayında şu açıklamayı yaptı: "PKK'yı, bahar aylarında, olağanüstü kongreyi toplamaya davet ediyorum. Bu davet, silahlı mücadelenin yerini demokratik siyasetin almasına yönelik tarihi bir niyet beyanıdır."
Bu çağrıyı duyan PKK yöneticileri, yüzlerini buruşturarak birbirlerine bakmıştır: "Yahu bizim serok neler diyor?"
İhtiyar silahşorlar
O açıklama Kandil'i niye rahatsız etmiştir? Cevap vermeden önce bir hatırlatma yapayım:
Bugün 61 yaşında olan Murat Karayılan, 36 yıldır PKK saflarında...
60 yaşındaki Cemil Bayık, örgütün 1970'lerdeki kurucularından biri...
61 yaşındaki Duran Kalkan da PKK kurucularından...
Yani bütün hayatlarını silahlı mücadele ile geçirmiş bu adamlar, demokratik siyasete geçildiği zaman ne olacaklarını bilemiyor. Hapis? Sürgün? Bağışlanma?
Eminim ki Öcalan'ın sözlerini şöyle algılıyorlar: "Apo kendini kurtarmak içi TeCe ile anlaşıyor... Bu arada biz harcanacağız..."
Böyle düşünmelerine sebep olacak birçok veri var. Bir örnek vereyim: 'İmralı Zabıtları' denilen kayıtlarda, Öcalan, Çözüm Süreci sonunda özgür olacaklarından bahsediyor. Ancak Kandil'dekilerin geleceği hakkında dişe gelir hiçbir şey söylemiyor.
60 yıllık ömürlerinin 35-40 yılını silahla geçirmiş... Şiddet kullanarak yapılan siyaseti iyi bilen... Ancak demokratik siyasetten hiç anlamayan bu adamlar, silah bırakmak üzere kongre toplar mı? Toplamaz. Nitekim toplamadılar.
O yol denendi
Romantik bir yaklaşımla, "Çağımızda silahlı mücadele anlamını yitirmiştir" diyenler, son gelişmelerden sonra herhalde fikirlerini değiştirmiştir.
Kıssadan hisse: Öcalan ile anlaşmak yetmez. Eğer Türkiye'ye her bakımdan ayak bağı olan bu temel sorunun çözülmesi isteniyorsa... Ankara, Kandil'i de ikna etmeli.
Bunun çok ama çok zor olduğunu elbette biliyorum. Çünkü milliyetçilik bağımlısı haline getirilmiş Türk kamuoyunu da ikna etmek gerekecek. Ancak başka çare yok.
"Çare elbette var! Anlaşmak gereksiz: Biz bu adamları silahla ortadan kaldırırız; ortada sorun morun kalmaz" diyen arkadaşlara... 1984'ten 2013'e, istisnasız bütün genelkurmay başkanlarının tam da böyle konuştuğunu hatırlatırım.