Siyasetçiler dünyanın her yerinde aynı: Olayları kendilerine şöhret ve oy getirecek şekilde yorumluyorlar.
Bu duruma alıştık. Ancak yorum diye yalan-yanlış laflar edilmesi de hoş değil. Hatta ayıp oluyor.
Mesela şu: "Filistin'i vermediği için yıkılan Osmanlı... 600 yıllık imparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi..."
Uydurmayalım: Osmanlı, Filistin'i vermediği için filan yıkılmadı. İmparatorluk adı verilen siyasi ve ekonomik yapılar, miadını doldurduğu, artık kendilerini yenileyip geliştiremedikleri için Birinci Dünya Savaşı'yla çöktüler. Sadece Osmanlı değildi biten. Mesela Avusturya-Macaristan İmparatorluğu da yıkılmıştı. Siz bakmayın Britanya İmparatorluğu'nun, savaştan galip çıktığı için süre daha devam etmesine. İkinci Dünya Savaşı'nı kazanan tarafta olmasına rağmen tükendi...
II. Abdülhamit, Osmanlı'nın ömrünü biraz uzattı, İttihat ve Terakki ise biraz kısalttı. O kadar!
Hanedanların yönettiği imparatorluklar yıkılınca yerlerine genellikle ne kurulur? Cumhuriyet... Türkiye'de olan da tastamam buydu. Erdoğan'ın geçmek istediği "Başkanlık Sistemi" ile "Cumhuriyeti" birbirine karşıt sistemler sanan şaşkınlar var. Halbuki mesela ABD veya Brezilya da birer cumhuriyet ve başkanlıkla yönetiliyor. Başkanı vatandaş seçiyorsa cumhuriyettir.
Duyduklarımız, seçimlerin yaklaşmasıyla kabaran, "Aday listesine beni de yazmayı unutmayın" telaşının sonucu olsa gerek... Yani reklam arası diyerek yapılan reklam.
Not: Derste dayanaksız laflar etmeye başladığımızda, "Cehaletimizi paylaşmayalım" derdi Prof. İlkay Sunar.