Haber önemli. ABD savaş uçakları, Kürt şehri Kobani'yi kuşatan IŞİD güçlerini bombalamıştı.
Denebilir ki: "Bunun nesi önemli? ABD ve ortakları, her gördükleri yerde IŞİD'i vurmayacak mıydı zaten?"
Ünlü sözü hatırlayın. "Savaş, siyasetin başka araçlarla sürdürülmesidir..."
Elbette bombardıman da bu temel fikre dahil: Kimi bombalıyorsun? Ne zaman bombalıyorsun? Ne kadar bombalıyorsun? Ve kimi bombalamıyorsun?
ABD ve ortaklarının, Irak ve Suriye'ye yayılmış olan, IŞİD kontrolündeki koskoca bir alanı bombalaması mümkün değil. O halde hedefler arasında öncelikler oluşturulacak. Daha önceki bombardımanların, IŞİD'in saldırdığı, Kürtlerin direndiği Kobani ve civarına yapılmaması, Kürt kesimini çok tedirgin etmişti.
Kürt güçleri bir miktar zayiat verecek; kadınlar, çocuklar, yaşlılar perişan olacak ama... Ben ABD'nin Kürt siyasetini terk edeceğini sanmıyorum.
Bu siyasetin temel noktalarını, bu meseleleri yakından bilen emekli orgeneral Edip Başer hatırlattı:
"ABD büyük devlet olmanın verdiği güvenle ana politikalarını saptar ve o politikanın uygulanması için parçaları adım adım yerine koyar" dedikten sonra, ABD'nin Büyük Kürdistan projesinden vazgeçmediğini söylüyordu Başer (Hürriyet, 22 Eylül)
Bu fikrini ayrıca şöyle güçlendiriyordu: "ABD artık, Boğazları elinde tutan bir Türkiye'ye, petrol bölgelerine hâkim ve İsrail'in güvenliği açısından hayati olan bir Kürdistan'ı tercih eder..."
Bu analiz eleştirilebilir ama IŞİD ile arazide savaşacakların başında Kürtlerin geldiğini herhalde kimse reddetmez.
O halde ABD'nin sadece bu sebeple bile zor durumdaki Kürtleri ferahlatacak bir hava operasyonuna girişmesi gayet normaldir.
ABD ile aynı çizgide değiliz
Biraz da kendimizden söz edelim... Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen gün şöyle demişti: "Bölücü terör örgütünün Suriye kolunun (PYD) da içinde bulunduğu bir çözüm olması lazım."
Bu fikre göre, IŞİD ile birlikte, PKK'nın Suriye kolu olan PYD'nin de bombardımanın hedefi olması gerekiyordu.
Ancak Erdoğan'ın önerisi, ABD'nin yakın vadede IŞİD, orta vadede ise Kürdistan planlarıyla uyuşmuyor. ABD, IŞİD ile mücadele edecek bir PYD'nin gücünü niye kırmaya çalışsın?
Belli ki ABD'nin Ortadoğu'da kurmaya çalıştığı yeni düzeni Ankara görüyor ve onun hiç olmazsa bir kısmını (yani haritalar değişmeden kurulamayacak olan 'Büyük Kürdistan'ı) engellemeye çalışıyor.
Bu çaba dönüp dolaşıp nihayetinde PKK'yı vuracağından... Kandil'in en önemli figürü olan Murat Karayılan, "Son kararı Öcalan verecek ama bizce Çözüm Süreci bitmiştir" diyor.
ABD Dışişleri Bakanı Kerry, "Türkiye, IŞİD'e karşı mücadelede ön saflarda yer alacak" dedi demesine ama bence tam da öyle olmayacak. Sözünü ettiğim sebeplerden dolayı Ankara, IŞİD ile mücadelede ayak sürüyecektir.
Hani "Türkiye'nin IŞİD'e karşı kaplan kesilmemesinin tek nedeni rehineler değil" deniyordu ya... Bir başka neden de bu Kürdistan konusu olsa gerek.