Bu yazı kaleme alınırken Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü, rehine aldığı konsolosluk mensuplarını ve şoförleri, henüz serbest bırakmamıştı.
Ama sağlıkları konusunda haber iyi ve umut vericiydi. Sinirleri keman teli gibi gerilen Türkiye, biraz olsun rahatladı. Siz bu satırları okurken, inşallah serbest kalmış olacaklar.
Ancak kimse genel sorunun bittiğini sanmasın. Bölge çok daha büyük ve sarsıcı gelişmelere gebe...
Bu belirsizlik ortamında, bir arkadaşım çok zor bir soru sordu dün: "Sence Türkiye, IŞİD'i mi desteklemeli, yoksa Kürtleri mi?" (Tabii IŞİD'in yaptığı korkunç katliamları bir an için unutarak sordu bunu.)
Soruyu başka bir formata dönüştürdüğümüzde, tercihin mezhep siyaset ile etnik siyaset arasında olduğunu görüyoruz.
IŞİD'in Arap milliyetçisi bir örgüt olduğunu iddia edenler var. Ama bence bu konudaki ipuçları yeterli değil. Mezhepsel değerleri esas alarak davrandığını gösteren deliller çok daha fazla.
Mesela IŞİD'in sözcüsü Muhammed El Adnani'ye ait olduğu düşünülen bir ses kaydında şöyle deniyor:
"Hedef başkent Bağdat... Özgürleştirmediğiniz tek bir toprak parçası bile kalmasın... Şiilerin sizin cesedinizi çiğnemeden o topraklara ayak basmalarına izin vermeyin. Halifenin Bağdat'ına ilerleyin. Şiiler pek çok yönden hayal kırıklığına uğradı, Allah onların size karşı zafer elde etmesini yasaklamıştır, onlar sadakatsizdir."
Bu ve benzeri sözler elbette mezhepsel bir siyaseti işaret ediyor. IŞİD sadece 'Sünni' değil, 'Sünnici' bir örgüt. Ve elbette 'Şii düşmanı'!
Bu konuları konuşurken, bir başka arkadaş, "Bir kere prensip olarak mezhepsel siyaset desteklenir mi" dedi.
Neden olmasın? İran bölgede hatırı sayılır bir güç olmasını, uzun yıllardır izlediği, Şiilik üzerine kurulu bir mezhep siyasetiyle sağlamadı mı?
Nihai amaç elbette ekonomik refah ve siyasal güçtür. Buna ulaşmak için kullanılan araçlardan biri de mezhep siyasetidir.
ETNİK DE OLABİLİR
Öte yandan Kürtler, giderek daha fazla milletleşen bir etnik grup... Türkler ve Kürtler bu coğrafyada yüzyıllardır birlikte yaşıyor. Birlikte savaşıyor.
Birçok gözlemci, Türk kültürünün, Kürt kültürünün, Arap kültürüne olduğundan çok daha fazla yakın olduğunu söylüyor.
"Milliyetçilik" fikri araya girmese, aralarında bugün çözmeye çalıştığımız çekişmelerin çoğu olmazdı.
Etnik aidiyetler üzerinden siyaset yapmak da mümkün. Mesela dün bu köşede Abdullah Öcalan'ın 2013 Nevruz'unda yaptığı konuşmayı örnek olarak vermiştim:
Gerçekleşir, gerçekleşmez o ayrı tartışma... Ama Apo'nun hayalinde bir Türk-Kürt Federasyonu var ki bu, apaçık bir biçimde "etnisite" üzerinden kurulan bir siyaset oluyor.
Peki, hangi siyaset doğru? Mezhep mi, etnisite mi? IŞİD mi, Kürtler mi? Olayın ilginç bir başka boyutu ne biliyor musunuz? Türkiye, hangisini desteklerse desteklesin, yaratacağı sinerji nedeniyle karşısında İran'ı bulacak.
Soracaksınız: "Bu ittifaklara ABD ne der, Avrupa ne der, Rusya ne der?" Onu da başka gün konuşuruz.