Gençken mizah dergisi alırdım. Büyüdükçe gerek kalmadı. Çünkü Türkiye'nin gerçekleri yeterince komik... Gazeteleri mizah dergisi yerine de okuyabilirsiniz.
Mesela dün bizimde çıkan haber: Bugün Ankara'daki bir lisede matematik öğretmenliği yapan "H.Ç" 23 yıl önce Cemaat'in yurdunda kalıyor, üniversite sınavına hazırlanıyormuş.
Sınav sabahı "abiler", gençlere 22 matematik sorusunun cevabını ezberletmişler. Tabii merak edenler olmuş. Sormuşlar: "Bunların sınavda çıkacağını nereden biliyorsunuz?"
Cevap: "Hocaefendi rüyasında görmüş."
Böylece H.Ç sınavda başarılı olmuş. ODTÜ Matematik Bölümü'nü kazanmış. (H.Ç birkaç ay sonra bölümü bırakmış. Ama konumuz o değil...)
Komik olan, insanların bu tip açıklamaları afiyetle yemeleri...
Eğer üniversite sorularının cevapları gerçekte rüyada görülseydi, işler ne kadar kolay olurdu.
Cemaat üyeleri arasında üniversite mezunu olmayan kalmazdı. Üstelik en iyi okullarda okurlardı. Ama işte öyle olmuyor: Kurulan tezgâhlar kâh işliyor, kâh işlemiyor. Cevaplar bazen alınıyor, bazen alınamıyor.
Hani geleceği gördüğünü iddia eden medyumlar, falcılar filan vardır. Onlarınkinden çok farklı değil bu olay...
Medyuma bakarsın: Adamın (veya kadının) üstü başı dökülüyor. Halbuki iddiasında en küçük bir gerçek payı olsa mesela döviz kurunun artacağını gördüğü için bizim gibi ayazda kalmaz.
"Bilmem kim rüyasında gördü" lafı, bu ülkedeki en eski kerizleme numaralardan biri. Sınava girenin olayı sorgulamasını engellemek üzere uydurulmuş bir önlem.
Öyle bir oyun ki bu, insanın kendini kandırmasını da sağlıyor: "Sorular çalındıysa katiyen olmaz çünkü haramdır... Ama eğer cevapları Hocaefendi rüyasında görmüşse; bak işte o zaman sorun yok..."
Olayın devamı da eğlenceli: H.Ç seneye tekrar sınava girmiş. Bu sefer cevaplar rüyadan kalkıp gelmediği için, "ancak" 9 Eylül Üniversitesi Matematik Bölümü'nü kazanabilmiş.