Dün başladığımız anket sohbetine, Radikal'in yaptığı derlemeyle devam edelim. Bakın, 5 farklı şirket tarafından yapılan anketler, nasıl da 5 değişik sonuç vermiş:
GENAR... AK Parti: 49.0, CHP: 26.5, MHP: 13.5, BDP: 6.4
KONDA... AK Parti: 47.7, CHP: 28.2, MHP: 14.4, BDP: 5.9
SONAR... AK Parti: 42.3, CHP: 29.8, MHP: 18.7, BDP: 5.6
KONSENSUS... AK Parti: 41.7, CHP: 29.5, MHP: 15.4, BDP: 6.5
CİHAN... AK Parti: 36.4, CHP: 28.8, MHP: 20.5, BDP: 7.4 "Beş farklı şirketten, beş değişik sonuç" diyoruz ama farklılık esas olarak iktidar partisinde yoğunlaşıyor... GENAR, "AK Parti 49.0 alır" derken, CİHAN "36.4 alır" diyor. Aradaki 12.6 puanlık fark epey fazla.
O halde soralım: Bir parti niye seçim öncesi kendini güçlü, rakibini güçsüz göstermek ister?
Bunu geçen gün bir tanıdıktan öğrendiğim canlı misalle anlatmaya çalışayım.
İki köyün arası 100 metre. Ortalarından bir çay geçiyor. A köyü zamanında Demirel'in Adalet Partisi'ne oy vermiş... B köyü ise Ecevit'in CHP'sine...
Demirel iktidarda ya... A köyü ihya olmuş. Yol, su, elektrik; her şey var... B köyünü ise inletmişler.
A köyüne elektrik 1976'da gelirken...
B köyüne ise ancak 1985'te, yani Demirel 1980 darbesi ile iktidardan uzaklaştırıldıktan sonra elektrik verilmiş...
Peki, şimdi durum ne biliyor musunuz?
Bir vakitler "Ecevitçi" olan B köyü, artık silme AK Parti'liymiş. Hükümetin hizmetlerinden bol bol faydalanıyormuş. Kıssadan hisse: Madem Türkiye'de iktidar partileri, kendilerine oy veren kesimlere daha fazla hizmet götürüyor... O zaman herkes kimin kazanacağını bilmek ister. Böylece boynu bükük kalmaz.

En önemlisi cüzdan
Ben bu durumu 2008'de Kayseri'de bizzat yaşamıştım. Hatırlarsınız: AK Parti'nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılma ihtimali vardı ya... Kayseri ticaret erbabı hop oturuyor, hop kalkıyordu.
Çünkü AK Parti kapatıldığı anda, paracıklarının bir kısmı buharlaşabilirdi.
Sohbet sırasında en çok, Abdüllatif Şener'in durumunu soruyorlardı: AK Parti kapatılırsa, (oy verebilecekleri) Şener'in şansı ne olur? Kazanacak olanı tahmin ederek, ondan yana olmak istiyorlardı.
Yani siz bakmayın iktidar partisine Kayseri'den yüzde 65 oy çıktığına... Parti iktidardan indiği anda, kimse kalmayacak ortada... Herkes cüzdanlarının götürdüğü yere gidecek...
İşte anketler bu yüzden önemli. Herkes "güçlü", yani "oy verilebilir" gözükmek istiyor.
Soracaksınız? "Yukarıdaki beş anketin hiç mi ortak noktası yok?" Var! Hem de birkaç tane... Bence içlerinde en önemlisi sıralama... Birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü parti bütün anketlerde aynı: 1) AK Parti, 2) CHP, 3) MHP, 4) BDP...
Tabii 30 Mart'ın yerel seçim olduğunu, bu tür seçimlerde partilerin değil adayların öne çıktığını unutmayalım. Ama bağlantı da var tabii:
Geçen gün koyu AK Partili bir arkadaşımla sohbet ediyorduk. "İstanbul ve Ankara'yı alalım, gerisi kolay" dedi. ("Gerisi kolay" sözüyle, genel seçimleri kastediyordu.)
"Ankara bile değil, en önemlisi İstanbul" dedim. "Haklısın" dedi.