Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Ali Koç ve politik sorumluluk

Yargıtay'ın mahkeme kararını onamasıyla birlikte Aziz Yıldırım'ın başkanlığı sona erdi. Şimdi kulübe başkan aranıyor. Birçok Fenerbahçelinin gözü Ali Koç'ta...
Benim fikrim ise değişmedi: 3 Temmuz 2011 ile 17 Ocak 2014 tarihi arasında Fenerbahçe yönetiminde görev almış kişilerin başkan olmasını doğru bulmuyorum.
Çünkü Aziz Yıldırım'ın ceza almasına yol açan eylemlerinden haberdar olmamalarını aklım almıyor. Örneğin ceza alan Şekip Mosturoğlu, İlhan Ekşioğlu biliyordu da, diğerleri bilmiyor muydu?
Peki kabul. Diyelim ki haberleri gerçekten yoktu. Yine de fark etmez. Çünkü yönetimin politik sorumluluğu vardır.
Nedir politik sorumluluk? Basitçe şu:
Fenerbahçe'nin herhangi bir başarısı durumunda, "Bu başarı bizim yönetimimizde oldu" diyerek gurur duyan, alkış alan her yönetici... Kulübün kara günlerinin de sorumlusudur.
Politik sorumluluk yasal bir gereklilik değil elbette. Tamamen yönetim ahlakıyla ilgili bir konu... Bu tip durumlarda yöneticiler istifa ediyor.
Tabii bu dediğim medeni ülkelerde oluyor. En ufak bir krizde aşiret davranışının gösterildiği yerlerde değil.

Cemaatin etkisi

Tartışılması gereken başka noktalar da var. Örneğin şu Cemaat meselesi...
Emniyette ve savcılar arasında birçok Cemaatçinin olduğunu ben de kabul ediyorum. Ancak bu durumun işlenen suçla ne alakası var? Suçu, kanun tanımlar, kişiler değil.
Olayın başlangıcını hatırlayın: Emniyet çeteleri izliyor. Dinleme esnasında bir de bakıyorlar olay Aziz Yıldırım'a uzanıyor. Bu sefer onu izlemeye başlıyorlar.
Somut deliller toplanıyor. Mahkemeye sunuluyor. Ve bugüne kadar geliyoruz.
Delilleri kimin topladığının konumuzla ne alakası var? İster Cemaatçiler, Kemalistler, isterse İslamcılar toplasın... Ne fark eder?
Bazı taraftarlar, Fenerbahçe ile hükümet arasında paralellik kuruyor. Evet, orada da benzer bir durum var ama hayal ettikleri tipte değil.
Üç bakan istifa etti... Milyonlarca dolarlık rüşvetten söz ediliyor... Başbakan Erdoğan, "İçimizdeki kötüleri ayıkladık" dedi.
Yani kimse "yolsuzluk yok" demiyor. Denen şu: "Cemaat yolsuzlukları, Başbakan'ı siyasetten silmek için kullanıyor."
Peki, Cemaatçilerin, Aziz Yıldırım ile ne derdi olabilir? Okyanus ötesinden veya Dubai'den işaret mi aldılar?
Unutmayalım: Fenerbahçe başkanını kongre üyeleri seçer. Kaç Cemaatçi var ki üyeler arasında?

Niye Fenerbahçe?
Bir başka soru da şu: "Niye Fenerbahçe? Diğer takımlar da şike ve teşvik yapıyor..." Diğer takımların da kirli işler yaptığı iddiasına ben de katılıyorum. Çok para dönüyor, çok!
Ancak sorunun aslında basit olan cevabını zaten yukarıda verdim: Çünkü izleme ağına Fenerbahçe takıldı.
O yıl Fenerbahçe değil de XYZ takımı şampiyonluk yarışında olsaydı... Belki de bugün aynı şeyleri o takımın yöneticileri için konuşuyor olacaktık.
Fenerbahçe, Temmuz 2011'den beri zaman kaybediyor. Artık beyaz bir sayfa açmalı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA