Bana "28 Şubat darbesini simgeleyecek birkaç olay sayar mısın" deseniz. Bunlardan biri, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, orkestranın '9'uncu Senfoni'yi seslendirmesinin ardından sahneye çıkıp "İşte çağdaş Türkiye" demesidir.
Böylece Beethoven'ın büyük eseri tarihimize "çağdaşlığın senfonisi" olarak geçmiştir. Bu nedenle senfoniyi reddedenler tanıdım. Ve işte onları bu önyargılarından vazgeçirecek bir değerlendirme:
Ünlü Marksist filozof Slovoj Zizek'in bir konuşmasını dinledim internette: Bu senfoni için "mükemmel bir ideolojik kap" diyor. Öyle bir kap ki, içine her türlü ideoloji sığabiliyor:
İlk kez çalındığı 1824 yılından günümüze kadar senfoniye... Viyana'nın aşırı tutucu milliyetçileri, Komünistler, Naziler, Kültür Devrimi sırasında diğer bütün Batı müziklerini yasaklayan Maocular, Güney Afrika ırk ayrımcıları, Otomatik Portakal filmindeki nihilist cani Alex ve Avrupa Birliği sahip çıkıyor.
Velhasıl herkes kendinden bir şey bulmuş o senfonide... Biz de demokrasi senfonisi yaparız; olur biter.