Geçen gün bir köşe yazısında aynen şu cümleyi okudum: "Her türlü iyi niyetli eleştiriyi ciddiye almak gerek."
Bu cümleyi kuran arkadaş, acaba ne kadar vahim bir şey dediğinin... Eleştirel faaliyeti aslında yok ettiğinin farkında mı?
Bir eleştiriyi ciddiye almak için...
Söyleyenin iyi niyetli olup olmadığına bakacakmışız...
Yani Kemalistlerin yıllarca dindarlara karşı yaptığı gibi niyet okuyacağız.
Niyet okumanın esası, kendi önyargını karşı tarafa püskürtmektir. Bu da, söylenenler işimize gelmediğinde, söyleyeni hep "kötü niyetli" bulmakla sonuçlanır.
Sahi bugüne kadar "iyi niyetli" eleştiri gördünüz mü siz? Ne hikmetse, bütün eleştirilerin başına "kötü niyetli" sıfatı konuluyor.
Bir türlü "iyi niyetli" eleştiri yapmak mümkün olmuyor.
Yapılması gereken: Eleştirinin, mantıklı, tutarlı, akılcı olup olmadığına bakmak...
Ama yorulmaya ne gerek var, değil mi?
Söyleyene bakarsın: Bizdense elbette iyi niyetlidir; karşı taraftansa kötü niyetlidir, saldırırsın. Değil mi ya?