Eskiden proje çöplüğüydü bu ülke. Fikir üretilir, planlar yapılır, hatta ilk kazma vurulurdu...
Sonra bekle ki tamamlansın.
Para biter, müteahhit kaçar, iktidar değişir ve nihayetinde proje yarım kalırdı.
Şimdi öyle değil. Müzmin muhalifler daha "olmaz-olamaz" filan derken, proje tamamlanıyor ve hizmete açılıyor.
Bir de bu duruma eşlik eden ruh hali var: Fikri ortaya atanlar, bakıyorlar ki işlem tamam, coşup coşup yeni projelerle ortaya çıkıyorlar. Marmaray'ın bir kısmı hizmete açıldı ya... Şimdi de Kazlıçeşme ile Göztepe arasında inşa edilecek olan Avrasya Yolu ve Tüneli'ni konuşmaya başladık.
Temeli 2011'de atılan ve 2015'te bitirilmesi planlanan bu tünelden sadece otomobiller ve minibüsler geçecek. Cankurtaran semtinden giren sürücüler, Boğaz'ın altından geçerek Haydarpaşa'dan çıkacak.
Ben Marmaray'a ilişkin hiçbir şüphe duymadım:
Kesinlikle yapılacaktı; patlamaçatlama filan da olmayacaktı.
Ancak bu Avrasya işi korkutuyor.
Tünelden değil, geçecek olanlardan, yani Türk araç sürücülerinden korkuyorum ben...
Bağdat Caddesi'nde yüz metre boşluk buldu mu patinaj çekenleri gördüm.
Öndeki araç hızlı gitmediği için ilk fırsatta araçtan fırlayıp kavga etmeye kalkışanları gördüm.
Herkes kırmızı ışıkta beklerken, aniden, nedensiz bir şekilde fırlayıp, öndeki araca bindirenleri gördüm.
Vatandaşı geçtim, zinhar dönülmemesi gereken yerden "U" dönüşü yapan trafik polisleri gördüm.
Kamyonla para kazanmalarına rağmen gayet pahalı ciplerine LPG yaptıranlar gördüm.
Almanya'da, Hollanda'da, gayet sağduyulu bir şekilde araç sürerken, Kapıkule'den Türkiye'ye girdiği an trafik canavarı kesilenleri gördüm. Velhasıl: Ne söylerseniz söyleyin, ister Gamlı Baykuş deyin, ister abarttığımı söyleyin; ben bu zihniyetin Avrasya Tüneli'nde araç sürdüğünü düşünmek bile istemiyorum.
Not: Avrasya Tüneli'nde trafik güvenliği nasıl sağlanacak?
Yani Türkler, Türklerden nasıl korunacak? Bilen var mı?