Haber vesayet döneminden bir enstantane gibi... Sinop Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nde "Kentsel Dönüşüm Bilgilendirme Toplantısı" düzenleniyor. Müdür Vekili Oğuzhan Kurt, açılış konuşmasına şu cümleyle başlıyor: "Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım ve Sayın Garnizon Komutanım..."
Vay sen misin garnizon komutanlığı unvanını, belediye başkanından sonra sayan! Garnizon Komutanı Jandarma Albay Osman Coşkun, Vali Yavuz Selim Köşger'in yanında kendisi için ayrılan koltuktan kalkarak toplantıyı terk ediyor.
Köklü devlet geleneği olan toplumlarda protokol önemlidir. Çünkü sistemde kimin nerede durduğunu, dolayısıyla kimin kime emir verdiğini gösterir. Bunu anlıyoruz.
Tam bu noktada sormak gerek: Söz konusu hiyerarşi hangi temel ilkeye göre yapılandırılıyor?
Eğer ülkede demokrasi varsa... İktidar koltuğunda kimin oturacağı, atanmayla değil, seçimle belirleniyorsa... O zaman seçilmiş insanların, atanmışlardan daha yukarıda bulunması gerekir.
Eğer demokrasi yoksa veya göstermelikse... Daha önce Türkiye'de olduğu gibi Vesayet Rejimi sürüyorsa... O zaman atanmışlar, hiyerarşide seçilmişlerin üstüne çıkar.
Biz hangisiyiz? Önce buna karar vermemiz... Sonra da ona göre protokol sistemini ele almamız gerekir.
"Biz bir demokrasiyiz... İktidar kaynağını milletten (halktan, seçmenden) alır" diyorsak... O zaman protokolde seçilmişler, atanmışların üstünde yer almalı.
Sanırım Vesayet Rejiminden henüz kurtulduğumuz ve yeni düzeni tam olarak içimize sindiremediğimiz için eskiden kalma protokol sistemini, bir ayrıntı olarak görüyoruz.
Sonuç: O zaman... Ben davranışını abartılı bulsam da... Garnizon Komutanı'nın tepkisi (ilke düzeyinde) haklı oluyor... Bu da bize, daha ne çok şeyin değiştirilmesi gerektiğini gösteriyor.