Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Neye güvenerek meydan okuyor?

Medyaya baktığımızda şöyle bir yaklaşım gözüküyor: Bir tarafta Suriye var, karşısında ise ABD, İngiltere, Fransa, Türkiye gibi ülkeler... Yani "bire" karşı "çok"...
Halbuki, açık veya gizli, iki tane ittifaklar zinciri var ortada. Demek istediğim şu: Suriye tarafı tek bir aktörden oluşmuyor. Suriye dediğiniz zaman, hemen ardından, Rusya, İran ve Çin, diye devam etmeniz gerek.
Bitmedi... Suriye takımının bir de Hizbullah'ı var icabında oyuna sokacak...
Öbür tarafta ise bugün Suriye'ye bir gol attıktan sonra, yarın dönüp kendi kalesine iki gol birden atma ihtimali bulunan El Kaide uzantısı El Nusra bulunuyor!
İttifaklar zinciri deyince İsrail'i de unutmamak gerekiyor. Vurulan Suriye, büyük olasılıkla ABD'ye karşılık veremeyecektir. Onun yerine dolaylı olarak İsrail'i hedef alacaktır mesela...
Amiyane tabirle: Sen, rakip ittifakın suratına yumruk attığında, o da senin karaciğerinden çalışıyor karşılık olarak.
Bu durumu basitçe örneklendirelim ki işin ucunun nerelere vardığı ortaya çıksın...

Terör silahı

Dün İstanbul Cevizlibağ metrobüs istasyonunda görülen şüpheli paket olayına geniş bir perspektiften, yani Türkiye'ye saldırı bağlamında baktığımızda ne görüyoruz?
Paketin varlığı fark edilince ne oldu? Sadece metrobüs seferleri durdurulmak zorunda kalmadı, E-5 dediğimiz (aslında D-100) yol da trafiğe kapatıldı.
Bu ne anlama geliyor biliyor musunuz? İstanbul'un üçte biri bir saat boyunca felç oldu...
Şimdi iki-üç günde bir şüpheli paketler görüldüğünü... Bunları koyan Suriye ajanlarının da yalancı çoban durumuna düşmemek için bazı paketlerin patlamasını sağladıklarını düşünün.
Sabah veya akşam saatinde kesilen yollar, İstanbul'da yaşayanların bu sıcakta burnundan solumasına yol açacaktır.
Bir başka basit örnek: Eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın ağzından kaçan sözü hatırlıyor musunuz: Yunanistan ile papaz olduğumuz dönemde komşu ormanlarda yangın çıkarmışız. Suriye niye aynısını yapmasın?

Abisi ikna edilmeli

Bu iki basit örnek, çok sayıdan insanı öldürmeden de, bir ülkeye zarar verilebileceğini, huzursuzluk çıkarılabileceğini bize gösteriyor. Şu anda aklımıza gelen ve gelmeyen daha nice hedef var dünyada.
ABD'nin Suriye'yi bombalaması kolay iş... Füze ve dronlarını kullanarak, burnu dahi kanamadan yapar bunu... Peki, Türkiye gibi, İsrail gibi ABD'nin bölgedeki müttefikleri ne olacak?
Şunu demek istiyorum: "Zafer sözü veren Esad, dünyaya meydan okudu" diyor ve gülüyoruz. Halbuki olaya Esad değil de Suriye, Rusya, İran, Çin, Hizbullah ittifakı diye baktığımızda hiç de alay edecek bir durum olmadığı ortaya çıkıyor.
Bu şartlar altında, "asarız, keseriz, Suriye'yi şöyle yaparız, böyle yaparız" demek hiç de gerçekçi bir tavır olmuyor.
İşin esası, dayanışmanın büyük ağabeyi Rusya'yı ikna etmekten geçiyor. Geçen seneden beri söylüyorum: Yarın sabah Rusya ile anlaşarak Tartus üssünü garanti edin, Esad öğleden sonra gider.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA