Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Yunanistan izlenimleri (1): Vücuda kazınan siyaset

Temmuz-ağustos ayları geldiğinde, Yunan halkı plajlara hücum ediyor pazar günleri. Çoluk çocuk, baldız, elti, kayınço arabalara binip denize koşturuyorlar. Benzinciler bile tatil yapıyor: Birkaçını nöbetçi bırakıyorlar, gerisi kapı duvar...
Tabii böyle günlerde, denize girmek de, lokantada yemek de eziyete dönüşüyor. Hafta içinin nispeten az müşterisi ile pazar gününün aşırı bol müşterisi arasına sıkışan lokantacılar, garsonlar deli danalar gibi koşturuyor.
Buna karşılık gözlem yapmaya meraklı olan yabancılara gün doğuyor. Çünkü yöre halkı olanca doğallığıyla sabahtan akşama, önlerinde resmi geçit yapıyor.
İşte böyle curcunalı bir ortamda karşımıza çıktı o adam: Sıradan bir Yunan erkeğiydi aslında. 30 yaşlarında, esmer, küçük yeğeniyle oynayan sevecen bir dayı.
Ama tişörtüne gelindiğinde iş değişiyordu: Yıkanmaktan ve güneşe maruz kalmaktan solmaya başlamış tişörtünün üst kısmında iki başlı bir kartal vardı. (Olur a; bize ne?) Bu kartal bir ayağında kılıç tutuyordu. (Yani?) İyi de bu kartal Ayasofya'nın tam üstüne tünemişti! (Tahmin edersiniz: Minareleri olmayan bir Ayasofya.) Resmin sağına soluna yerleştirilmiş yazıları elbette okuyamadık. Ama belli ki İstanbul'u fethedip, Neo- Yunan İmparatorluğunun merkezi yapma gibi bir fikir dolananıyordu tişörtü çizenin ve de giyenin zihninde.
Aynı tişörtü bir daha görmedik. Hatta tişörtten yayılan mesajın tam tersine... İpsala sınırına sadece 40 km. uzaklıktaki Alexandroupolis'ten... Yani Türkçe adıyla Dedeağaç kentinden... Üç uzun parmağıyla Ege Denizi'ni kavramaya çalışan Halkidiki bölgesine uzanan gezimizde... Bir biçimde ilişki kurduğumuz Yunanlıların çoğu sıcakkanlı ve yardımsever insanlardı.

Turiste zorluk

Ama yine de insan, küçük de olsa sağdan soldan nahoş işaretler alabiliyor. Mesela yol tabelaları... Yunan alfabesiyle yazılmış yer adlarını anlamak, Latin alfabesi kullananlara (yani Avrupalılara ve bizlere) çok zor geliyor. Bunun için her tabeladan iki adet yapmışlar:
Arabayla giderken önce Yunanca olanı görüyorsunuz. 50 metre sonra da Latince harflerle yazılmış olanı. Bazen de altlı üstlü yazıyorlar: Yunan olan üstte, Latin olan altta...
Ve hemen her ülkede olduğu gibi, burada da grafiticiler tabelalara bir şeyler çiziktirmişlerdi. O kadar ki bazı yer adlarını ve kalan kilometreyi okumak mümkün olmuyordu.
Bir-iki-üç derken fark ettik ki üstü çizilenler sadece Latince olanlardı. Yunanca olanlara hiç dokunulmamıştı. İpsala'dan başlayıp Atina'ya uzanan otobanda bozulmamış tabela yok gibiydi.
Belli ki yabancılara, özellikle de Avrupa Birliği'ne karşı bir rahatsızlık, bir kızgınlık söz konusuydu. Latinceyi silip, Yunancayı bırakarak, "Bizi anlayın" mı demek istiyorlardı acaba? Yoksa düpedüz, "Gelmeyin" mesajı mıydı bu? Veya "Biz bize yeteriz..."

Bitmeyen kin

Kassandra yarımadasındaki tatil kasabası Afitos'ta rastladığımız dövmeler ise Yunan milliyetçiliğinin bedendeki tezahürüydü.
Bodyguard tipli iki delikanlı sevgilileriyle gelmişlerdi plaja. Vücutları dövme doluydu.
Birinde eski Yunan kültürüne göndermeler vardı. Mitolojiden alınma fevkalade agresif figürler göze çarpıyordu.
Asıl ilginci ise diğeriydi: Dini ve milli simgelere, hayli büyük bir insan resmi eşlik ediyordu delikanlının vücuduna.
Kimdi belinde bıçak taşıyan, yerel kıyafetler içindeki bu bıyıklı adam? Belli ki geçmiş yüzyıllardan kopup gelmişti.
İlk fırsatta internetten buldum... Osmanlıya karşı verilen ve 1821'de başarıya ulaşan bağımsızlık mücadelesinin önde gelen siması General Teodoros Kolokotronis'ti (1770-1843) dövmedeki o adam.
Nerdeyse 200 yıl sonra bu figürü vücuduna kazıtmakta... Büyüyen ve güçlenen Türkiye için korkutucu bir taraf olmasa bile... Bir nahoşluk vardı... "Sert" Yunan milliyetçiliğindeki Osmanlı-Türk kininin hala küllenmediğine işaret ediyordu. Ekonomideki karşılıklı bağımlılığın barışı gerektirdiği bir çağda, ne gerek var bu gergin ruh haline; anlamadık...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA