Dün İstanbul'la ilgili önemli bir haber vardı yine: Rumeli yakasındaki Kazlıçeşme'den girip, Anadolu yakasındaki Göztepe'den çıkacak bir tünelin yapılması düşünülüyormuş. Tünelin temel özelliği otomobillerin kullanacak olması.
Haberi alıntılayan siteler, "İstanbul trafiği rahatlayacak" başlığını koymuşlardı. Çünkü 100 dakika süren yol, 15 dakikaya düşecekmiş.
Bu güzel haberden sonra gelelim gerçeklere: Arkadaşlar kusura bakmasın ama İstanbul trafiği rahatlamayacak!
"Yapılmasın" demiyorum kesinlikle. Asla böyle düşünmüyorum. Sadece "rahatlayacak" denmesine itirazım var, o kadar! Niye böyle düşündüğümü anlatmaya çalışayım...
Gitmeyen, gider oldu
Biliyorsunuz Belediye Başkanı Kadir Topbaş, geçen gün, "Metrobüs artık yetmiyor, metro yapmamız gerek" dedi.
Yahu ne oluyoruz? Metrobüs sadece 6 yıl önce 2007'de gaza bastı. Mart 2009'da Avcılar-Söğütlüçeşme bağlantısı kuruldu. Ne çabuk doldu taştı?
Nasıl dolduğunu anlatayım... 2006 sonbaharından beri, zorunlu olmadıkça aracımı çıkarmıyorum. Vapur, motor, otobüs işimi görüyor.
Geçen gün dişçim Cüneyt Evirgen'e görünmem gerekti. Metrobüsle gidecektim. Sonra, değişiklik olsun diye atladım arabaya. Selamiçeşme-Bahçelievler arası 60 dakika tuttu.
İyi ki öyle yapmışım. Çünkü geriye, Zincirlikuyu'ya doğru giden metrobüsler korkunç doluydu. Binmek mümkün değildi. Yani çıkışta büyük zorluk çekecektim.
Bu durumu görünce aklıma geldi: Metrobüs yokken, bu millet Mecidiyeköy tarafına nasıl gidiyordu?
Cevap: Çoğu gitmiyordu!
Tam da metrobüs çalıştığı için ve de görece ucuz olduğu için eskiden gitmedikleri yere artık gidiyorlar!
Tasavvuf sohbeti
Bir gün 18.00 sularında Söğütlüçeşme'deyim. Tren bekliyorum. 30 yaşlarında bir adam yanıma geldi. Beni tanımış. Konuşmaya başladık.
Avcılar'da oturuyordu. Çin'den ıvır zıvır ithal ederek geçiniyordu. Kartal'a gidecekti. Ne için; ticaret mi?
Hayır ziyaret: Bilgili bir hoca varmış. Haftada birkaç kere tasavvuf sohbetleri yapıyorlarmış. Oraya gidiyordu! "Zor olmuyor mu" dedim. "Yoo, metrobüsle kolay" dedi.
Eğer metrobüs olmasaydı, bu arkadaş o sohbetlere ya gitmeyecekti ya da daha seyrek gidecekti.
Bu örnekteki temel fikir şu: Her ulaşım imkânı, kendi müşterisini yaratıyor. (Tabii tersi de doğru.)
Boşuna heveslenmeyelim...
Kazlıçeşme-Göztepe tünelinin kaderi de farklı olmayacak: Şimdi o tarafa gitmeyenler veya otobüs, vapur filan kullananlar... Tünel olunca kendi araçlarıyla gitmeye başlayacak.
Motosikleti düşünelim
Sonuç: Tünel tıkanacak. Yolculuk, 100 dakika olmasa dahi 60-70 dakika sürecek. Hele bir de kaza olup, tünel tıkandı mı; yandı gülüm keten helva!
Yapılmasın mı tünel? Elbette yapılsın. Ama şunu bilelim: Kolay çözüm yok İstanbul ulaşımında. Mucizevi bir "Yaptık-çözdük" formülü bulunmuyor.
Daha ne yapılabilir derseniz... Motosiklet kültürünü geliştirmek gerek, derim. Engebesi çok olduğundan bisiklet için uğraşmak fantezi olur. Ama trafiği motosikletle hafifletmek için projeler geliştirebilir.