İki yıl öncesi... 3 Temmuzda 'Şiketeşvik- çete' olayı patlamış.
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve diğer bazı yöneticilerin cezaevine konulacağı... Yargılanacağı... Ve henüz kesinleşmese de, ceza alacağı süreç başlamış...
5 Temmuz günü burada çıkan yazının başlığı, içeriğini yansıtıyordu: "Fenerbahçe hemen yeni bir başkan seçmeli."
Niye böyle yapılması gerekiyordu?
1) Koca kulüp cezaevinden yönetilemezdi...
2) Başkanın cezaevinde olması, belki de gerçek olmayan şike-teşvik iddialarının kulübün üstüne yapışmasına yol açacaktı.
3) Başkan faraza bir trafik kazası sonucu hapse düşebilirdi. Ama bu kez durum farklıydı: Doğrudan futbolla ilgili olarak suçlanıyordu. Böyle bir kişi başkanlıkta kalamazdı.
Ama kaldı! Hem de ne kalış...
İpini koparmış güç arzusu
Kulübün Olağan Genel Kurul Toplantısı, Mayıs 2012'de yapıldı. Kongrede başkan da seçilecekti. Temmuz 2011'de harekete geçemeyenler, belki bu sefer mantıklı ve ahlaklı davranabilirlerdi. Yapmadılar.
5 bin 271 üyenin oy kullandığı kongrede, hâlâ cezaevinde olan Aziz Yıldırım... Tek aday olarak girdiği seçimi, 5 bin 269 oyla kazandı. (Sadece iki fire verilmişti!)
Bu olay başkana vefa olarak görülebilirdi. Fenerbahçe için sağlığını hiçe sayan, kulübe muhteşem tesisler kazandırmış bir kişi için gösterilen vefa...
Ama kongre üyeleri bununla yetinmedi: Yıldırım'ın cezaevinde oluşturduğu yönetim kurulu listesine de 5 bin 258 oy verildi. (Sadece 13 fire!)
Seçimden sonra, Yıldırım'ın cezaevinde kaleme aldığı teşekkür metnini kardeşi Ali Yıldırım okudu. O konuşmada Yıldırım, "kenetlenmiş, tek vücut olmuş koskocaman bir camia" diyordu F.Bahçe için.
Türk siyasi hayatında da çok önemli bir değer olan "kenetlenip yekvücut olmak" F.Bahçe'de de iş başındaydı: "Güçlü olabilmek için birbirimize destek verelim... Varsın bu davranışımız hukuka, akla, mantığa ve ahlaka uymasın..."
Al sana fitne!
UEFA Disiplin Kurulu, geçen gün F.Bahçe'ye 2+1 yıl Avrupa Kupalarında oynamama cezası verdiyse... Burada suçlu olan, Aziz Yıldırım ve ekibinden daha fazla kongre üyeleridir.
Kulübün geleceğini ve imajını düşünmeyen... Avrupa'daki değerlerden ve düzenden bihaber 5 bin 269 şuursuz üye... Bugünkü sonuca yol açtı.
Halbuki Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının yaptığı hatanın, asırlık spor abidesini kırıp dökmesi engellenebilirdi.
Öncelikle yapılması gereken, Mayıs 2012'deki kongrede Aziz Yıldırım'ı tekrar başkan seçmemekti. Böylece kongre, "kulüp ile şaibe" arasına mesafe koyacaktı.
Şike-teşvik-çete iddialarına isimleri karışan yöneticilerin kulüpten uzaklaştırılması, UEFA'ya gönderilmiş güçlü bir mesaj olacaktı: "Biz futbol etiğine bağlıyız... Çürük elmaları aramızda barındırmayız!"
Kimi "Avrupa bu alaturka numaraları yutmaz" dedi, kimi "Bahislerin güvenilirliğini kaybetmemesi için F.Bahçe'ye ceza vermek zorundalar..."
Ama 5 bin 269 üye bu uyarılara kulaklarını tıkadı. "F.Bahçe düşmanları fitne çıkarıyor" dediler. İşte sonuç.