Hiç başınıza geldi mi? Şarkı söyleyen bir ses, içinize işledi mi? Bir yerlere dokunduğu olduğu mu? Tam olarak anlamadığınız bir tecrübe yaşattı mı? Çarşamba akşamı bana oldu...
İKSV Müzik Festivali'nin açılışı, Taksim-Gezi protestoları ve mitingler nedeniyle iki kere ertelendi. Ancak konserler sürüyor.
Eski dönemlerin (Barok! Barok!) müziğini yapan, unutulmuş parçaları canlandırmaya çalışan L'Arpeggiata topluluğu... CD'si de çıkan son projesi 'Akdeniz'i, Enka sponsorluğunda seslendirdi Aya İrini'de...
İtalya , Portekiz, Yunanistan ve Türkiye'den parçalar çalıp söyleyen grupta, çok iyi iki Türk sanatçı da vardı: Aytaç Doğan (kanun) ve İsmail Tunçbilek (saz)...
Gelelim "ses" meselesine. Dansçı da olan İtalyan sanatçı Vincenzo Capezzuto, "Stu Criatu" isimli, anonim bir Napoli parçasını seslendirdi.
Yıllar önce birkaç kere dinlediğimden az çok biliyordum. Yani asıl etkileyici olan parça değildi.
Capezzuto'nun, sopranist (erkek soprano) denilen tiz bir sesi var. Kendisini görmediğinizde; erkek mi söylüyor, kadın mı söylüyor ayırt edemezsiniz.
İşte bu sesin söylediği 'Stu Criatu' olağanüstüydü. Hem şarkı olarak çok güzeldi, hem de insanın içine işliyordu.
Kokular gibi, müzik de bizi anılara götürüyor. Unutulmuş kimi olaylara, şöyle bir dokunup, geçiyor bazen. Tam olarak hatırlatmasa dahi, maziden garip seslerin yükselmesine yol açıyor.
Not: YouTube'a sanatçının adını yazıp dinleyin. Bakalım sizi de etkileyecek mi?