Teknik Direktör Fatih Terim'in cumartesi günü oynanan
Galatasaray-Mersin İdmanyurdu maçında yaptıklarının, gazete ve televizyonlarda eleştirilmediğini söylemek yanlış olur. Ahmet Çakar ve Erman Toroğlu neler neler söyledi.
Mülayim Rıdvan bile eleştirdi.
Ancak diğerlerinde bir mazeret üretme çabası apaçık görülüyordu: "Tamam yaptı ama sorun bakalım niye yaptı?"
Niye yaptığını hepimiz biliyoruz aslında: Çünkü huyu böyle!
Beğenmediği bir durum ortaya çıktığında, Fatih Terim bağırıyor, çağırıyor, kırıyor, döküyor, suçluyor, hatta tehdit ediyor.
Kritik nokta şu: Hiçbir zaman bu yaptıklarının caydırıcı türden cezasını çekmedi. Bu yüzden de yapmaya devam etti.
Peki, kabahatleri cezalandırılsaydı, yapmaktan vazgeçer miydi? Sanmam. Özel durumlar haricinde; huylu huyundan vazgeçmez!

Eski Türkiye'den miras
Ancak bundan ötesi var: Fatih Terim krizleri seviyor. Çünkü bazı insanlar kriz çıktığında ya paralize olur ya da mantıksız davranır. Terim ise kriz anlarında kendisine yarayacak hamleleri kolayca yapabiliyor.
Bundan birkaç ay önce arkadaşlarla ayaküstü sohbet ediyorduk: Terim'in eskisine kıyasla çok daha sakin olduğunu söyledi birisi. "İşler kötüye gitmeden, asla bilemezsin" demiştim ona.
İşte buyurun: Fenerbahçe, ciddi bir tehdit oluşturmaya başlayınca...
Şampiyonluğun çantada keklik olmadığını gören Fatih Terim'in yaldızları dökülüverdi.
Karşımızda o eski Terim'i buluverdik.
Eski Terim, eski Türkiye'dir aslında: Mesut Yılmaz'ların, Mehmet Ağar'ların, Cavit Çağlar'ların, derin devletlerin, ağır ağabeylerin, Soprano'ların Türkiye'si...

Dut yemiş bülbüller
Samimi olduğunuz bir futbol muhabiri varsa sorun: Size Terim'in medyasını anlatsın.
Acaba Terim'in yönettiği takımlar hakkında yaptıkları haberlerin, Fatih'in onayıyla servis edildiğini söyler mi? İşsiz kaldıklarında Terim'in sağa sola telefon ederek onlara iş bulduğunu, bu yüzden de ona biat ettiklerini itiraf eder mi?
Kulübe veya kamp mekânına alınmama korkusuyla sus pus olduklarını kabul eder mi?
Bilmiyorum.
Sadece muhabirler mi?
Koskoca yayıncı kuruluş kendi kameramanına saldıran Terim'e, "Haddini bil Hoca" diyebildi mi? Diyemedi!
Ama herkes susmuyor! Son dönemde Fatih Terim'e haddini bildiren bizzat Galatasaray Başkanı oldu: "Kulübümüzün elemanıdır" diyerek Fatih'in karizmasını çiziverdi Ünal Aysal. (Herkes Faruk Süren değil ki kan kusarken, "kızılcık şerbeti içtim" desin.)

Kabile zihniyeti
Eski bir G.Saray futbolcusu, Terim'in sezon sonunda ayrılacağını söylemiş...
Medya da "bomba iddia" diyor buna...
Halbuki ocak ayından beri apaçık belli bu: Dikkat ederseniz Terim'in şirret halleri, elamanlaştıktan sonra artmaya başladı.
Bir de hakemler var tabii... Bir zamanlar kolayca siniveren hakemler, cezayı kesmeye başlayınca, iyice zıvanadan çıktı Terim.
İleride neler olur bilemem ama Terim'in kriz çıkarma politikası şu anda başarılı...
Şampiyonluğu kaybetme korkusuyla sarı kırmızılılar kenetlendi. Nasıl F.Bahçeliler, kabileci bir zihniyetle Aziz Yıldırım'ı savunduysa, onlar da Terim'i savunuyorlar.