Son yıllarda hep aynı olaya şahit oluyoruz: Ne zaman AK Parti önderliğinde bir Anayasa değişikliği gündeme gelse, birileri Andrew Arato'yu Türkiye'ye davet ediyor.
Bilmeyenler için özet geçeyim... Arato 1944'te Macar Yahudisi bir ailenin çocuğu olarak Budapeşte'de doğuyor. Daha sonra ABD'ye göçüyorlar.
Arato şu sıralar New York'taki New School Üniversitesi'nin Sosyoloji Bölümü'nde siyaset ve toplum teorisi dersleri veriyor.
Koç ve Sabancı üniversiteleri ile Doğan Grubu, geçen yıllarda (bilhassa 2010) Arato'ya pek meraklıydı. Üniversitede konferanslar verir, Doğan'ın gazetelerinde söyleşileri çıkardı.
Türkçe bilmeyen, Türkiye hakkında bi'tanecik dahi makalesi olmayan Arato'yu, "Dünyaca ünlü anayasa değişikliği uzmanı" diye pazarlamışlardı.
Diyeceksiniz ki "Türkiye hakkında birçok İngilizce kitap var; onları okumuştur..." Tamam da, bu adamın bir özelliği daha var: İngilizceye çevrilmemiş Türkçe kitaplardan alıntı yapabiliyor!
Bir düşünün bakalım: Türkçe bilmeyen bir Amerikalı, İngilizcesi bulunmayan bir kitaptan nasıl alıntı yapabilir?
Cevap: Birileri sufle veriyor. "Üstadım bakın bilmem kim son kitabında ne yazmış" diyerek paragrafın çevirisini eline tutuşturuyorlar...
Andrew Arato'yu niye mi hatırladım? Çünkü yine arzı endam etmiş: Geçenlerde Galatasaray Üniversitesi'nde kürsüye çıkmış. Dün de Radikal gazetesinde söyleşisi vardı. Bence onun gelişi barometre gibi: Anayasa değişikliğine karşı olanlar, hemen Arato'yu davet ediyor. Diyeceksiniz ki "Arato'nun eti ne, budu ne?"
Olup bitene şöyle bakın: Bir yanda, Arato konuşuyor... Öte yanda, Silivri olayları çıkıyor... İstanbul Adliyesi'nde avukatlar pankart arbedesine karışıyor... Karadeniz gezisine çıkan BDP milletvekilleri Sinop'ta taşlanıyor...
Kemalizm'in operasyon gücünü yabana atmayın: Kurumları, sınıfları, partisi ve ciddi bir tabanı var... Ayrıca bazı yabancı aktörlerin 'müttefiki'.
Kürt açılımı sürdükçe ve Anayasa çalışmaları ilerledikçe böyle daha nice olay olacak.