Geçen gün bir haber başlığı gördüm: "
3 Çocukta Hedef Tutmadı..." Başbakan Erdoğan, Türkiye nüfusunun yaşlanmaması ve azalmaması için ailelere "3 çocuk yapın" diyor ya... İşte buna atıfta bulunuyordu başlık.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) son verilerine göre nüfus artış hızımız düşüyordu.
Bırakın 3 çocuğu, neredeyse aile başına "bir" çocuğa doğru ilerliyorduk.
Ancak tartışmalı bir başlıktı bu... Çünkü tutmayan bir hedefin olması için; önce uygulamaya konulmuş bir plan olması gerekiyordu.
Özetle: Hükümetin bir politikası olacak ki... Hedefe ulaştı mı, ulaşmadı mı ölçebilelim.
Hepimiz biliyoruz ki lafla peynir gemisi yürümüyor.
Başbakan "yapın" dedi diye, kimse çocuk yapmıyor...
Niye yapmıyor? Cevap TÜİK verilerinde gizli: Çünkü kentte yaşayanların oranı yüzde 77 olmuş... Kentte yaşamak, köyle kıyaslandığında, "pahalı" yaşamaktır.
Sadece erkeğin çalışması yetmez. Hayat pahalılığı veya harcama kalemlerinin çokluğu, kadınların da çalışmasını zorunlu kılar.
Ayrıca eğitim seviyesi artıyor.
Kadınlar da kariyer yapıyor.
Bu sürecin aksamaması için "bir", en fazla "iki" çocukla yetiniyorlar.

Kentte yaşam pahalı
Geçen gün Göz Nuru Koruma Vakfı'ndaydım.
Doktor hanım, devletteki hizmeti beğenmediklerini, çocuğu özel yuvaya vermek istediklerini söyledi. 10 ay için 30 bin lira ödeyeceklermiş. (Tabii her ay çıkacak masraflar var!) Şimdi bu doktor hanımın, ha deyince ikinci çocuğu yapması kolay mı?
(Alibulaçgiller, "Efendim niye doktor olmuş ki evinde otursun zaten" diyecektir.
Ama eşi-kızı hastalandığında da kadın doktor ararlar!
Allah'tan millet bunları dinlemiyor.) Bir başka örnek:
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde çalışan kadınlar, 15 aydır kapalı olan kreşin açılması için geçen gün eylem yapmış.
Sen hem kreşi kapa... Hem de bu kadınlardan ikinciyi, üçüncüyü doğurmasını bekle... Olacak iş mi?

Teşvik kadına gitmeli
Nihayet ihtiyacın farkına varılmış... Başbakan Yardımcısı Ali Babacan açıkladı: Erdoğan, doğurganlığın artırılması için neler yapılması gerektiğini saptaması için talimat vermiş. "Senin başkanlığında, ilgili bütün bakanlıklarla birlikte çalışın" demiş Babacan'a...
Babacan nasıl yapar bilmiyorum ama bu iş erkeklerle olmaz. Hükümette meseleye duyarlı sadece Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin var.
Ne bakımdan duyarlı?
Elbette kadın açısından!
Çünkü üç çocuğa ikna edilmesi gereken kişi kadın... Aşiret düzeninde yaşamıyor kentteki insanlar. Erkeği teşvik ederek bir yere varılamaz.
Maddi ve manevi avantajları erkeğe değil, kadına yönlendirmek gerekiyor.
İlk adım: Çocuk doğurma yaşındaki kadınlarla... Özellikle de tek çocuklu olanlarla, derin söyleşiler (deep interview) yaparak... Hayatlarında ne değişirse, ikinci-üçüncü çocuğu doğuracaklarını öğrenmeli... (Neden "anket" değil de, "derin söyleşi"? Daha sonra anlatırım.)
Önce bu saptanacak...
Sonra bakanlar oturup kafa patlatacak. Anlaşılmayan bir şey var mı?