Haberi duyduğumda çok güldüm:
Diyarbakır Dicle Üniversitesi'nin yeni akademik yıl açılış töreninde, bazı öğrenciler İstiklal Marşı sırasında ayağa kalkmamış. (Galiba söylememişler de.)
"Bunda gülecek ne var" diyeceksiniz. Anlatayım...
Vesayet rejimiyle mücadelenin olanca hızıyla sürdüğü o enerji dolu günlerden biriydi. Batman Üniversitesi'nden öğrenciler, konuşma yapmam için davet etmişti.
Salona girdim. Sahneye çıkan merdivenlere yönelmiştim ki "Hocam sizi buraya alalım" diyerek en ön sıradaki koltuklardan birini gösterdi arkadaşlar. Niye ki?
Arz ederim (komutanım)
"Sizi anons edeceğiz..." dediler. "Bunca kişi herhalde kim olduğumu bilerek geldi" deyip yürümeye davrandım. Tekrar önümü kestiler.
Mecburen oturdum. Sahneye bir görevli çıktı. "Programı arz ediyorum" dedi: "Önce Atatürk ve şehitler için bir dakikalık saygı duruşu. Ardından İstiklal Marşı. Son olarak da Sabah gazetesi yazarı..."
Tuhaf bir durumdu. Cumhurbaşkanı filan olsa, hadi neyse de... Bir gazetecinin konuşması öncesinde niye Milli Marş okunuyordu ki?
Galiba mesele şuydu: Üniversite yönetimi, YÖK Kanunu'nda bir zorunluluk olmasa da, bu tip etkinliklerde de İstiklal Marşı'nı okutarak, muhtemel eleştirileri baştan göğüslüyordu:
"Ben rejime bağlılığımı bildirdim... Konuğun söylediklerinden mesul değilim."
Sermayenin de müziği
İstiklal Marşı'nın uysa da uymasa da çalınmasına başka yerlerde de rastlıyoruz. Brezilyalısından Kamerunlusuna, 72 buçuk milletten futbolcunun oynadığı lig maçlarını Milli Marşla açıyoruz mesela.
Uymuyor ama işe yarıyor tabii: Türk milliyetçiliği pompalanıyor. Marş bitince seyirciler, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" diye bağırıyor.
TÜSİAD'ın 42'nci Genel Kurulunu izlemiştim. Onlar da İstiklal Marşı ile başlamışlardı.
Araştırdım. Dernekler Kanunu'nda böyle bir zorunluluk yoktu.
Peki, bu heves niye? "Sermayenin milleti olmaz, diyorlar ama biz hâlâ milli sermayeyiz, devlet bizi desteklesin" mesajını Ankara'ya iletmek için herhalde. (Söylenti: Milli Marş okumayanın şirketi kriz vurduğunda kurtarılmıyormuş!) '
Korkma Sönmez' iyi satar!
Biliyorsunuz olay reklamlara kadar ulaştı: "Dünyanın en çok kentine uçan havayolu" haline gelen THY'nin son reklamında İstiklal Marşı çalınıyor. Ben reklam olarak beğendim.
Ancak şöyle bir tuhaflık var: Reklamlarda çalınan müziğe "cıngıl" (jingle) diyorlar biliyorsunuz. THY reklamında İstiklal Marşı cıngıl olmuş durumda. Milli Marşı reklamlara sokarak poplaştırmış bir ülkeyiz biz...
Dicle Üniversitesi'nde ayağa kalkmayan ve söylemeyen gençler büyük olasılıkla Kürt ulusalcılarıdır...
Herhalde, "Benim milletim farklı..." diye düşünüyorlar. (Madem öyle söylemesinler ama dünyanın her yerinde uyulan basit bir saygı ilkesi gereği bir zahmet ayağa kalksınlar.)
Tabii polis yakalarsa, o gençler "Biz Kürt ulusalcısıyız" diyemez. Aksi halde mahkemeden önce bir kamyon sopa yerler.
Peki, kendilerini nasıl savunacaklar?
"Biz o sesi THY reklamı sandık... Reklam cıngılı çalarken ayağa kalkılmaz değil mi hocam?"