The Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, son zamanlarda Türkiye hakkında çarpıcı haberler yapıyor.
Bir süre önce Uludere faciasını gündeme taşımıştı. Gazeteye göre... ABD'ye ait bir İHA (İnsansız Hava Aracı), 34 kaçakçı köylüyü saptamış...
Amerikalılar, Türk askeri yetkililere, "Aracı yakına getirip, grubun silahlı olup olmadığını saptayalım mı" diye sormuş... Ancak, "Gerek yok, siz başka yere gidin" cevabı almışlardı.
Haber Uludere operasyonunun kamuoyunda çok yoğun bir biçimde sorgulanmasına yol açmış... Başbakan ancak kürtaj tartışmasını açarak gündemi rayına sokabilmişti.
Gazete, haberde isim kullanmamış, "ABD yetkilileri" demekle yetinmişti. Bu durum iki olasılığa işaret ediyordu:
1) Ya Başkan Obama yönetimi, Türkiye'yi uyarıyordu (Uludere şart değil, Suriye konusunda da olabilir)...
2) Ya da ABD devleti içindeki başka bir ekip, Ankara'yı kontrpiyede bırakmaya çalışıyordu.
Gerçekler kurgulanır
WSJ'nin son haberi de benzeri bir çizgide: Yine "ABD yetkililerine" dayanarak, uçağımızın, "Suriye hava sahasında" ve "uçaksavar ateşiyle" düşürüldüğünü iddia etti gazete.
Birçok kişinin olaya, gerçekler ve ahlak açısından baktığını görüyorum. Hatta Başbakan Erdoğan, ünlü gazeteyi "namert" diye niteledi. Ne var ki uluslararası ilişkiler bu kavramlarla işlemiyor.
Bu noktada önemli olan şu: Uludere olayında olduğu gibi, bir kez daha WSJ aracılığıyla ABD'den mesaj geldi.
Ya Obama yönetimi ya da başka bir ekip... Ankara'ya, "Suriye ile artık daha fazla dalaşma... Israr edersen seni haksız çıkarırım" demekte...
"Nasıl haksız çıkarırlar" demeyin: Uluslararası ilişkilerde gerçekler kendi başlarına var olmaz, "kurgulanırlar".