Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Hükümetin karizmasını çizen Bakan: İdris Naim Şahin

Öncelikle belirteyim: Ben Başbakan Erdoğan'ın, kadrosunu kurda kuşa yem etmeme ilkesini doğru buluyorum. Çalışma arkadaşlarını öyle kolayca feda etmiyor.
Bu tutumunun ardında hem kişiliği var, hem de medya tecrübesi: Bilhassa Doğan Grubu'nun çektiği numaralara şahit ola ola geldi bugünlere.
Bir bakanın ya da bir belediye başkanının Hürriyet'in birinci sayfasından övüldüğünü gördüğünde...
İşkilleneceksin! Vardır bir çıkarları...
Taktikleri belli: Önce göklere çıkarırlar... Sonra kapısını çalıp bir ricada bulunurlar.
Talepleri karşılanır, cukkalar dolarsa, ne ala... Ama istekleri reddedilirse, aynı siyasetçi anında "tu kaka" ilan edilir. İstifaya zorlanır.
Başbakan Erdoğan bu oyuna gelmedi.
Arkadaşlarını yem etmedi. Hata yapan olduğunda, sabretti, "medya baskısıyla görevden aldı" denemeyecek bir zamanlamayla gerekeni yaptı.

Terbiye özürlü
Ancak İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin vakası çok farklı:
Son derece önemli bir mevkide olmasına rağmen... Neyi nasıl söyleyeceğini bilmeyen, her ağzını açışında birilerinin kalbini kırarken, kendini de gülünç duruma düşüren bir politikacı var karşımızda.
Kabinede 25 bakan bulunuyor; hiçbiri bunun gibi değil. Gaf üstüne gaf yapıyor, pot üstüne pot kırıyor. Acımasız, vicdansız, terbiye özürlü bir tarzı var.
Dün muhafazakâr medyadan bir arkadaşa... "AK Partili diye sesinizi çıkarmıyorsunuz..
Başka partiden olsaydı yeri göğü inletirdiniz
" dedim.
Bir yandan hak veriyor söylediklerime, öte yandan destek meselesi var... Kısa bir sessizliğin ardından, "Bazı icraatları beğeniliyor" demek zorunda kaldı.

Çelik bile dayanamadı
Peki öyle olsun... Ama bu adam ağzını kapamıyor ki! Sürekli konuşuyor. Her beyanatı, her değerlendirmesi, AK Parti Hükümeti'nin hanesine eksi olarak yazılıyor.
Dün partinin sözcüsü, eski bakan Hüseyin Çelik bile artık dayanamadı... Şahin'in, "Uludere'de ölenler olayın figüranıdır" demesini, "İnsani bulmuyorum" diyerek eleştirdi. Hatta bu üslubun partiye ve hükümete uymadığını da söyledi.
AK Parti, Türkiye'nin aşağılanan, horlanan, itilip kakılan kesimlerini arkasına alarak yüzde 50'ye vurdu seçimlerde. Çünkü o kitleleri önemsedi, onlara "Sizi birinci sınıf vatandaş yapacağım" sözünü verdi.
Bakan Şahin ise her fırsatta o insanları aşağılıyor. Hatırlayın: Erzurum'da kendisini gördüğüne sevindiğini belirten bir vatandaşa... "Nereden bileyim sevindiğini, hadi bir takla at, oyna da göreyim" demişti.

Empatisiz, sempatisiz
Takla olayına başka açıdan bakanlar da var. Diyorlar ki: "Bu tıynette bir insanın gelişine sevinmenin mümkün olmadığını kendisi de bildiğinden, vatandaşın dalga geçtiğini düşünmüştür."
"Uludere'deki köylüler kaçakçılık yapıyordu, ölmeselerdi yargılanacaklardı" demesi de vahim. "Empati" denilen yetenekten yoksun olduğunu biliyorum ama yine de yazayım:
Bakan Şahin'in, Allah bağışlasın 6 çocuğu varmış... Çocuklarından biri şeytana uyup marketten bir şey çalsa... Orada bulunan polis de genci öldürse... Bakan Şahin, "Mal çalmıştı, ölmeseydi, hırsızlıktan yargılanacaktı..." diyecek mi, demeyecek mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA