Cengiz Çandar'ın TESEV için hazırladığı, "PKK Nasıl Silah Bırakır?" raporundaki öneriler için "Pazarlık bunun neresinde" demiştim. (28 Haziran) Taraflar masaya oturur. Tartışır. Hatta kavga eder. Ama sonuçta bir şeylerde uzlaşırlar. Uzlaşma için iki taraf da bazı fedakârlıklarda bulunur. Tavizler verir. "Asla yapmam" dediğini yapar.
Çandar raporunda ise pazarlık, taviz, fedakârlık, uzlaşma yoktu.
Bu konuda yeni bir kitap yazan Hasan Cemal'in söyleşisinde de benzeri bir yaklaşım vardı dün: Yani sanki Ankara, Kürt ulusalcı hareketinin taleplerini bilmiyormuşçasına, "Devletin-Hükümetin yapması gerekenler" sıralanıyordu. (Taraf)
Tamam da... Peki, "pazarlık" ve "uzlaşma" bunun neresinde? PKK isteyecek, "TeCe" de karşılayacak; öyle mi?
Bence bu "dayatmacı" yaklaşımdan "barış" çıkamaz.