Biliyoruz: Doğu Perinçek takımının başını çektiği Aydınlıkçılar, başından beri Ergenekon Soruşturmasını ve Davasını sulandırmaya, bulandırmaya çalışıyor.
Dev-Yol geleneğinden gelenlerin ve Dev-Sol'a sempati duymuş olanların ruh hali ise karışıktı...
Bir yandan soruşturma ve davaya karşı pek ses çıkarmıyor, gönülsüzce de olsa destekliyor... Ama aynı anda, bu sürecin Hükümet'e yarayacağını düşünerek rahatsız oluyorlardı.
Görünen şu: Ahmet Şık'ın tutuklanması, bu ikircikli, arada kalmış, sıkışık tavrın son bulmasına yol açtı.
Artık sözünü ettiğim sol kesimler, iç ferahlığıyla soruşturmayı eleştirecek: "Bir gün her muhalif Ergenekon'u tadacak" diyecekler.
Ayrıca "tutuklama karşıtı, Ahmet Şık yanlısı" enerjiyi, "Solun dönüşü" gibi konumlandırmaya çalışacaklar.
Tabii buna "Tarihin dönüşü" de denebilir:
Hükümetin dümen suyuna girmeme bahanesi, onları bilumum Ergenekon dostları ile aynı safa itecek.
Bu olayın turnusol kâğıdı gibi bir etkisi oldu:
Diyelim ki Ahmet Şık yüzde yüz haksız, adaletsiz, yanlış bir biçimde tutuklandı.
Sadece "bir" hatadan hareketle, tüm Ergenekon soruşturmasını satıyorsan... Zaten baştan beri buna teşnesin demektir.
Yanlış mı?