***

Adalet Partisi- Süleyman Demirel çizgisinde olan Süheyl Batum, aslında Demokrat Parti'nin başına getirilmek isteniyordu. Ama o plan yürümedi.
Süheyl Batum da gayet yapay bir şekilde CHP'ye girdi ve genel başkan yardımcısı yapıldı.
Ancak CHP'nin söylemine aşina değildi.
"Bir CHP'li olsa olsa böyle konuşur" diyerek AKP'yi suçladı:
"Koca bir askeri yıktılar... Meğer kâğıttan kaplanmış... Biz bunu asker zannedermişiz... Meğer ABD içini oymuş... O koca ağacı hop diye yıktılar... Ancak CHP'yi yıkamadılar..."
Bir CHP'linin asla söylemeyeceği laflardı bunlar. Çünkü AKP'yi eleştireceğim derken, müttefikini aşağılıyordu.
Elbette hemen her CHP'li, "vesayet rejimi" denilen düzenin sürmesini, yani askeriyenin siyasette etkin rolünün devamını ister.
Ancak o derin arzu, böyle alenen, orduyu küçümseyerek ortaya konmaz.
AKP'nin orduya kötülük yaptığı söylenir. Ordunun nasıl da kahraman olduğu filan anlatılır.
"Size güvendik ama fos çıktınız" denir mi hiç?

***

Genelkurmay Başkanı Org. Işık Koşaner dün CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret etti.

Bu konu hakkında aralarında tek kelime dahi geçmese fark etmez:
Süheyl Batum "aman zafiyet göstermeyelim" diye disiplin kuruluna verilmese dahi, birkaç ay ortalıkta görünmemesi sağlanır.
Unutmayalım: Batum, AD medyasında Ergenekon dostluğu yapan, hafif akıllı bir kalemşor değil. Genelkurmay Başkanı'na dokunuyor söylediklerinin ucu.
Genelkurmay Başkanlığı, 24 Ocak günü yaptığı açıklamada, mealen, "Yumruğu masaya vurmamızı, hukuki süreçlere müdahale etmemizi isteyenler var" demedi mi?
Siz bu taleplerin sadece siyasilerden mi geldiğini sanıyorsunuz? Elbette ordu içinde de vardır, "Ne duruyorsunuz; hadisenize" diyenler.
Bir nokta daha: Batum'u susturmak, aynı anda, Ergenekonculuktan tutuklu olanların CHP milletvekili yapılarak dokunulmazlık kazanmaları çabasına da son verecektir.
'Yıldırak' nedir: Türk Dil Kurumu Sözlüğü'ne baktım. 'Süheyl'in bir anlamı da, "Güney yarım kürede bulunan parlak yıldız..." Bu yıldızın diğer adı ise 'Yıldırak'.
Ne var bunda gülecek?