Bazen "muhalefete muhalefet etmekle" eleştiriliyoruz. 29 Ekim akşamı yaşananlar, bu eleştirinin ne kadar yanlış olduğunu gösterdi.
Cumhuriyetin başı olan Cumhurbaşkanı davet veriyor. Genelkurmay Başkanı ve komutanlar gelmiyor.
Ayrıca CHP Genel Başkanı da ortada gözükmüyor.
Daha önce, mesela Demirel ve Sezer döneminde gidiyorlar mıydı Köşk'e? Evet.
Manzara ortada: Madem bir kez daha "CHP+Ordu" koalisyonuyla karşı karşıyayız... Ben bu muhalefete muhalefet ederim arkadaş!
Askeriye siyasetin denkleminden çıkana kadar da böyle devam edecek...
***
Türbandan filan söz edince umutlananlar olmuştu. "Kemal Kılıçdaroğlu'na inanmayın, güvenmeyin" demedik mi?
Yapacağı işte budur: Gerilim yaratmaktan, hakaret yağdırmaktan başka bir siyaset tarzı bilmiyor.
Peki, kendi resepsiyonunu düzenleyen
TSK'ya ne oluyor Allah aşkına? Cumhuriyetin askeriyeyle ne alakası var?
'
30 Ağustos'u anlarım; ordunun zaferidir.
Ya 29 Ekim? Cumhuriyeti ordu mu ilan etti?
Atatürk generaldi ya; onun üzerinden rol çalıyorlar.
Gelecek yıl saat
19.00'da Cumhurbaşkanı, GK Başkanı'nın Köşk'e gelmesini emretsin de görelim bakalım, neler oluyor...
Bir de
Süleyman Demirel var: Her yıl davetiye gönderiliyor, ama o 29 Ekim resepsiyonuna gelmiyor.
Ahmet Necdet Sezer gelmese de olur, peki Demirel'in derdi ne? "Devlette tektir, süreklilik esastır" filan diye ahkam kesmeyi biliyor ama...
Demirel
1924 doğumlu. Yani
86 yaşında. Hâlâ siyasi numaralar peşinde. "
Milli irade" diye yola koyuldu, askerci oldu çıktı.
Prestijini iyice yitirdi. Sevgi, saygı yerine, "
ilenç" paratoneri oldu. O gün geldiğinde bakalım arkasından kaç kişi yürüyecek?