Geçen gün Yeni Şafak yazarı Salih Tuna çok güldürdü beni. Kemal Kılıçdaroğlu'nu incelediği yazısında:
"Hayır yani, bir insan iktidarda iken sözünde duramaz anlarız; bu daha muhalefetteyken sözünde duramıyor" diyordu. (2 Eylül)
Herkesin bildiği bir durum Kılıçdaroğlu'nunki... Söylüyor, dönüyor... Öneriyor, dönüyor... İddia ediyor, dönüyor... Çıkış yapıyor, dönüyor... İtiraz ediyor, dönüyor...
2009'da tanışmıştık. Ne yalan söyleyeyim, böyle bir kişiliğe sahip olabileceği aklımın ucundan dahi geçmemişti.
Hatta o sırada İstanbul İl Başkanı olan Gürsel Tekin'in yanında, taze gelinler gibi sessiz sedasız otururken, sempatik bile bulmuştum. "Az ama öz konuşur" bir hali vardı.
Meğer tam tersi bir mizaca sahipmiş.
"Bol ama boş" konuşuyor.
Lafına güvenmek mümkün değil. İmzalı, pullu taahhütname almak gerek elinden.
Yoksa dönüverir.
"Öyle Sayın Başbakan gibi söz verip sözünün arkasında duran bir insan değiliz biz..." demişti.
"Dili sürçtü" diye millet üzerinde durmadı. Halbuki karakterindeki derin gerçeğin ifadesiydi o söz.
İşte böyle, her şeyi tersine çeviren, ters yüz eden bir insana ne denir? Tornistan Kemal...
Not: CHP'liler kızmasın. Elbette diğer politikacıların da döndüğü oluyor. Siyaset bazen ustalıkla dönmeyi gerektirir.
Ama Kemal Bey farklı: Bu kadar kısa sürede, bu kadar çok ve bu kadar hızlı dönenini ilk kez görüyorum.
Elbette CHP'liler de bunun farkında ama "kavgada olur böyle şeyler" diye ses çıkarmıyorlar.
Referandum geçsin, tornistanı örgüt içinden yapıp, partililere saç baş yolduracak.
Huylu huyundan vazgeçmez!