Dönüp dolaşıp aynı konulara geliyoruz. Oy vermek hak mı, görev (zorunluluk) mi? Demokrasilerde oy vermek elbette haktır; görev değil...
Anayasa ise oy vermeyi önce bir "hak" olarak tanımlıyor: "MADDE 67: On sekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir."
Fakat 175'inci maddede bu kez haktan, zorunluluğa geçiyor: "Halkoylamasına, milletvekili genel ve ara seçimlerine ve mahalli genel seçimlere iştiraki temin için, kanunla para cezası dahil gerekli her türlü tedbir alınır." (Pek uygulanmıyor; o ayrı konu.)
Anayasa oy vermeyi hem hak, hem de görev/zorunluluk olarak tanımladığı için, Başbakan Erdoğan da, İçişleri Bakanı Beşir Atalay da, BDP'nin boykot kararını eleştirirken, "Vatandaşı suça teşvik ediyorlar" dedi.
Kanuna göre dedikleri doğru ama demokraside oy vermek haktır, görev değil. Hakkımı ister kullanırım, ister kullanmam.
Ben BDP'nin kararına yüzde 100 karşı olsam da boykota, "suç/kabahat" demeyi doğru bulmam.
Asıl sorun şu: Mesela Batman'da bazı muhtarlar, oy vermeye hazırlananları örgüte ihbar ediyormuş. (Melih Altınok, Taraf, 4 Eylül)
Yani boykot kararının özü, "Kürtler senin değil, benim tehdidime boyun eğer" iddiasıdır.
O halde para cezasından söz etmek yerine, başka tedbirler almak gerekmez mi?