Bazı yorumcular umutlu. Ben değilim. Çeşitli sözlerini art arda dizince, mantık yürütüşüne bakınca, Kemal Kılıçdaoğlu'na güvenmiyorum.
Birkaç örnek vereyim: Baykal'ı iğrenç biçimde gönderen kaseti görmezden gelişi...
Kürt ve Alevi kimliğini reddetmeye kalkışması...
Türban yasağı konusunda dönüp durması... "İç Hizmet Kanunu'ndaki 35'inci maddeyi değiştirelim" deyip daha da beterini önermesi... 1937-38 Dersim katliamı konusunda önce "Ben henüz doğmamıştım" ve ardından "Devrimin koşulları içinde böyle şeyleri olağan karşılamak lazım" demesi... "Anayasa paketi kayısı üreticisinin sorunlarını çözemez" demagojisi... Erdoğan'ın havuzuyla uğraşıp, kendisinin havuzlu çıkması...
Ve son olarak dünkü mitingde, "Biz öyle Sayın Başbakan gibi söz verip de, sözümüzün arkasında duran bir insan değiliz" demesi.
Hakikati ağzından kaçıvermiş garibim.