Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

BDP 'Evet'e dönerse "Kürtçü ve boykotçu" solcular ne yapacak?

Çok ilginç akıl yürütmelerle karşılaşıyoruz. Mesela etnik açıdan Türk olan, İstanbul'da yaşayan, gençliğinden beri solcu olan bazı simalar, referandumu boykot edeceklerini söylüyor.
Neden olmasın? Herkesin fikri kendine...
Örneğin Ergenekon soruşturması bağlamında, "atanmışları" savunanlar ile "seçilmişleri" savunanlar arasındaki çekişme iyice belirginleştiğinde, bazı solcular, "Yesinler birbirlerini... Bu kavga bizi ilgilendirmiyor" demişti.
O gruplarda yer alanlar, olaya "emekçiler" ve "sosyalist devrim" açısından baktıklarını söylüyordu.
Mantıkları şöyleydi: "Derin devlet ile hükümet arasındaki bu kavga, Türkiye'yi sosyalist devrime götürür mü? Götürmez... İşçinin, emekçinin durumunu düzeltir mi? Düzeltmez. O halde taraf tutmamız gerekmez..."

***

Peki, referandum bağlamında 'boykotçu' solcuların mantığı ne?
Bir kısmı, yukarıda sözünü ettiğim "emekçi" ve "devrim" kriterini kullanıyor.
"Bu referandum ne emekçilere yarar, ne de devrime... O halde oy vermeye gitmeyelim."
(Not: Aslında "emekçi" kriterini kullananlar ile "devrim" kriterini kullananlar da epey farklı.
İlki demokratik sosyalizme, yumuşak geçişe daha yakın. İkincisi ise her şeyi bir anda düzeltecek, 'mucizevi devrim' fikrini benimsiyor.)
***

Bitmedi. Boykot yanlısı başka solcular da var.
Bunlar kendilerini Kürt hareketine endekslemiş durumda: "Madem BDP (ve elbette PKK) 'boykot' yanlısı... Biz de boykotçuyuz..."
BDP'nin mantığını biliyoruz. Kemal Kılıçdaroğlu'nun "kayısı" söyleminden çok farklı değil:
"Değişiklik paketi kayısı üreticisinin dertlerine derman olacak mııı? Olmayacaaak. O halde hayııır."
BDP farklı kelimelerle aynı mantığı güdüyor: "Değişiklik paketi Kürtlerin kimlik sorununa derman olacak mı? Hayır. O halde boykot!"
***

Ancak "Kürtçü" Türk solcuları, önümüzdeki günlerde bir sürprizle karşılaşabilir: BDP'nin boykottan vazgeçerek, 'evet'e geçmek istediği görülüyor!
Bu niyetin ardında çeşitli nedenler var:
Türkiye bölgenin lider ülkesi haline gelir, ekonomisi hızla büyürken... Kürt burjuvazisi de artık para kazanmak istiyor. "Haklarımızı siyaset yoluyla da elde edebiliriz" diyorlar. Başta sanayi ve ticaret odaları olmak üzere sivil toplum kuruluşları 'evet' çağrıları yapıyor.
Kürt halkı geçen yıllar içinde fevkalade politikleşti. Her konu enine boyuna tartışılıyor. Sokaktaki Kürt'e boykotu anlatmak kolay değil.
Boykotu etkin bir biçimde uygulamak için PKK'nın Kürt halkına ciddi baskı yapması, hatta şiddet kullanması gerekiyor ki mutlaka ters tepecektir.
Batman'ın eski baro başkanı da dahil, üç Kürt aktivistin PKK mayınıyla ölmesinin, bölgede nasıl bir infial uyandırdığını gördük.
***

En makul Kürt siyasetçi Ahmet Türk ne diyor: "Biz 'evet' oyu atarız. Yeter ki hükümet, ilk fırsatta Kürt haklarına değinen yeni bir Anayasa hazırlanacağına dair söz versin..."
Daha ne desinler? Karizmayı fazla çizdirmeden, 'boykot' pozisyonundan, 'evet' pozisyonuna geçmek istiyorlar.
Bu da gayet normal... CHP ile MHP bölgeden oy alamıyor. Ama sen kalkıp bu partilerle aynı çizgide buluşuyor, Başbakan Erdoğan'ın tabiriyle "ruh üçüzü" oluyorsun.
***

Eğer BDP boykottan evete dönerse, acaba Kürtçü Türk solcuları ne yapacak?
Boykotu artık Kürt sorunu üzerinden savunmak mümkün olamayacağına göre, vaziyeti nasıl rasyonelleştirecekler?
Bir olasılık daha var: Kim bilir, belki onlar da evete döner. Düşünsünler, taşınsınlar. Referanduma daha 19 gün var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA