Ocak ayında burada kısaca değindiğim o eğlenceli olayı, son günlerde yeni yeni insanlara anlattığımı fark ettim.
Yılbaşında vize gerekmeyen Beyrut'a gitmiştik.
Otelin 24-25 yaşlarında, kısa boylu, hafif göbekli, saçları azalmış, ablak suratları bir garsonu vardı.
İstanbul'dan geldiğimizi öğrenince, "Sen Tuba'yı tanır mısın" diye sormuştu. Tuba da kim?
"Asi adlı dizideki kız" dedi. Haa, evet, Tuba Büyüküstün...
"Çok güzel kız" dedi garson, "Ben ona âşığım." Eee?
Gayet ciddi, samimi ve kararlı bir yüz ifadesiyle devam etti:
"Para biriktirip estetik ameliyat olacağım.
Sonra da Tuba ile evleneceğim."
Fanteziye bakar mısınız?
***
Bu anekdot Türkiye'nin geldiği duruma işaret ediyor.
Geçen gün İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında, Roma Büyükelçiliğimizin resepsiyonuna katıldım.
19'uncu yüzyılda yapılmış, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e miras kalmış, iç duvarları resimlerle süslenmiş bir binadayız...
Yeni elçi henüz atanmadığı için, yerine bakan Müşavir Semih Lütfü Turgut ile sohbet ediyoruz.
Turgut daha önce Pakistan Büyükelçiliğimizde görevliydi.
Ben Beyrut'u anlatınca, o da İslamabat'ta yaşadıklarını hatırladı:
Sadece Ortadoğu değil, Orta Asya'daki ülkelerin dışişleri mensupları da Turgut'un kapısını aşındırırlarmış:
"Benim hanım geçen akşamki bölümü kaçırmış... 'Neler olduğunu öğren' diye başımın etimi yiyor... Kuzum ne olur şunu bir soruver..."
Turgut da mecburen dizi bölümlerinde neler olup bittiğini kendi eşine sorarak öğreniyor...
***
Bütün bunların anlamı nedir?
Basitçe anlatırsak: Önce 1989'da Soğuk Savaş bitti. O arada Türkiye ekonomik olarak gelişti. Şimdi bölgesel aktör olarak ortaya çıkıyor.
Tabii aktörlük, sadece ekonomik ve siyasi hamlelerle olmuyor. Amerikalıların "Yumuşak Güç" dediği, kültürel alanda da kendini göstermek gerekiyor.
Böylece TV dizileri, geniş bir coğrafyada milyonlarca izleyici buluyor. Türkiye'ye karşı büyük bir sempati gelişiyor.
İşte birbirimize anlattığımız bu kişisel hikâyeler, o büyük sürecin parçaları.
Kıssadan hisse: Dışişleri mensuplarının artık sadece siyaset ve ekonomiden değil, pop kültürden de anlamaları, TV dizilerini de izlemeleri gerekiyor.