Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Başkan olur da lider olabilir mi?

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, önümüzdeki hafta sonu yapılacak olan kurultayda başkanlığa adaylığını koyacağını açıkladı.
Bu arada parti kaynıyor:
CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Kılıçdaroğlu'nu desteklediğini söyledi. Ayrıca 55 kadar milletvekili Kemal Beyi desteklediklerini açıkladı.
Derken Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısından Deniz Baykal'a "geri dön" çağrısı çıktı.
MYK ayrıca çağrıya imza atmayan Önder Sav'ı kınadı ve istifaya davet etti.
Bu şartlarda Kılıçdaroğlu başkanlığı kazanabilir mi?
Böyle kaotik ortamlardan ne çıkacağı belli olmaz: "Yaralı aslan" Baykal'dan her şey beklenir.

***
Diyelim ki Kemal Bey aday oldu ve kazandı. Partiyi alıp götürebilir mi?
Yani "başkan" olur da, "lider" olabilir mi?
Bence olmaz. Bugüne kadar ortaya üç beş yolsuzluk dosyası atmasının dışında ne yaptı Kılıçdaroğlu?
Hiç!
Bir anımı anlatayım: Kemal Bey geçen yıl İstanbul belediye başkanlığına aday olmuştu. İl Başkanı Gürsel Tekin ile SABAH'a geldiler.
Ben Kılıçdaroğlu'na doğrudan, "Başkan olursanız yapacaklarınızı, somut örneklerle anlatır mısınız" dedim.
Kılıçdaroğlu, gayet heyecansız bir şekilde, beş yılda 80 km metro yapacağını, varoşlara sinema ve tiyatro başta olmak üzere kültür hizmeti götüreceğini, yoksullara yapılan yardımı kurumsallaştıracağını belirtti.
Ve sustu! Bırakın Türkiye'yi, dünyanın önemli kentlerinden sayılan İstanbul için söyleyebilecekleri bundan ibaretti.
Zaten o gün, Kemal Bey'den çok daha fazla, kente gayet hakim gözüken Gürsel Tekin konuşmuştu.

***
Bir toparlama yaparsak...
1)
CHP hâlâ Deniz Baykal'ın partisi.
2) Kılıçdaroğlu ancak Deniz Baykal izin verirse başkan olur.
3) Deniz Baykal böyle bir izni iki sebepten verir:
a) Kendisini koltuğundan edenlerin parti içinde kimlerle iş tuttuğunu anlamak için...
b) Zamanı geldiğinde Kılıçdaroğlu'nu kolayca devirerek, tekrar koltuğuna kavuşabileceğini düşündüğü için...

***
Üçüncü maddenin "a" şıkkını biraz açalım:
Gizli kamera operasyonunu düzenleyenlerin amacı, 2011 seçimlerinden sonra CHP-MHP koalisyonunun kurulması.
Bunun için CHP'nin en az yüzde 30 oy alması, MHP'nin de yüzde 20'lere çıkması gerekiyor.
Ancak Baykal'ın liderliğinde bu zıplama mümkün değil. O halde Baykal engelini kaldırmaları şart.
Tamam ama Baykal da kaçın kurası! Yıllardır emek verdiği partisini bırakmak istemiyor.
Partiyi elinde tutabilmek için öncelikle bu hamleyi kotaranları saptaması gerek.
Tabii işin "derin" kısmına karşı fazla bir şey yapamaz. Zaten işin o kısmını hükümete bıraktı.
Ancak operasyona parti içinden destek olanları ve olayın medya ayağını saptayabilir.
(Gizli kamera çekimleri ortaya çıkar çıkmaz "Baykal istifa etmelidir" diyenlerin daha çok Doğan Grubu yazarları olması tesadüf mü sizce? Ahlaki konularda hassas olan İslami kesim bile onlar gibi davranmadı.)
Haberlere bakılırsa, dünkü gerilimli toplantıda, MYK üyesi Savcı Sayın, Genel Sekreter Önder Sav'a "Komployu sen yaptın" diye bağırmış.
Gayet normal: Çünkü sadece Baykal değil, Baykalcılar da gizli kamera kardeşliğinin kimlerden oluştuğunu, başı kimin çektiğini anlamaya çalışıyor.
Bu etapta son sözü oylarıyla başkanı belirleyecek olan CHP delegeleri söyleyecek.
Benim fikrim ise henüz değişmedi: Daha çok kavga gürültü olsa da, hatta dönüş bile yapsa, Baykal devri kapanmıştır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA