Okurumuz Murat Atay'ın mesajı şöyle: "Anayasa değişikliği sanıldığı kadar önemli bir konu değil. Asıl sorun taraflı yargıdır. Siz anayasayı değiştirseniz ne olacak; Anayasa'ya göre karar vermeyen bir kurumla her zaman başınız dertte olacaktır."
Bence okurumuz, Anayasa paketini fazla küçümsüyor. Halbuki paket tam da okurumuzun kaygısından hareketle hazırlandı.
Şöyle... Elde iki temel veri var:
1) Anayasa'yı ve yasaları otoriter bürokrasinin ideolojisine göre yorumlayan... Bunu yapamadığında Deli Dumrul moduna geçen üyeler çoğunlukta... Üstelik mevcut seçme ve görevlendirme işleyişiyle bu durumun değişmesi imkânsız.
2) Bu kişiler devlet memuru oldukları için atamazsın, satamazsın.
Peki, ne yapmalı?
Avrupa Birliği'ndeki uygulamalardan da yararlanan paket, AYM ve HSYK'deki üye sayısını artırıyor. Bu iki kurum artık çok sesli hale gelecek.
Bir süre sonra otoriter zihniyetin yüksek yargıdaki hegemonyası son bulacak. Ellerindeki gücü, farklı düşünen hukukçularla paylaşmak zorunda kalacaklar.
Zaten bu yüzden "yargı ele geçiriliyor" diyorlar.
HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, "Mücadelemiz sürecek" demiş örneğin.
Siz bunu, "Otoriter ideolojinin yargıdaki egemenliğini sürdürme mücadelesi" diye okuyun.
Kısaca 'Venedik Komisyonu' denilen düşünce kuruluşunun asıl adı, 'Hukuk Yoluyla Demokratikleşme Komisyonu'dur.
Bizde ise hukuk, "demokratikleşmemek" için kullanıyor.
Tabii kullandıkları hakiki hukuk değil, hukuk terminolojisi aracılığıyla dayattıkları ideolojik hukuk. Naylon hukuk. Sahte hukuk. Çakma hukuk. Guguk! Keyfinize göre seçin birini.