Olumlu yanı: Tek adamın "güçlü, bilgili, ileri görüşlü" olduğu alanlarda, organizasyon da başarılı olur.
Olumsuz yanı: Tek adamın "zayıf, bilgisiz, miyop" olduğu alanlarda, organizasyon da başarısız olur.
Fenerbahçe'nin yaşadığı işte tam da bu:
"Tek adam" Aziz Yıldırım, taraftarı harekete geçirerek kulübe para kazandırmakta ve tesis yapmakta müthiş başarılı... Tesis ve gelir olarak F.Bahçe, onun döneminde çağ atladı; Yıldırım'a minnettarız!
Buna karşılık Başkan Aziz Yıldırım, doğru teknik direktör ile doğru futbolcuları bir araya getirmeyi beceremiyor.
Ben yıllar önce bu durumu, "Betondan anlıyor, futboldan anlamıyor" diye formüle etmiştim.
Bana katılmayan bir abimiz, Aziz Yıldırım'ın futbol konusunda ne kadar bilgili olduğunu anlatmak için "İtalya ikinci ligindeki futbolcuları dahi tanıyor" demişti.
Halbuki o bilgi türü 'veri'seldir. Yani 'data'dır. Eğer veriye "bilgi" derseniz, o zaman "en bilgili varlık" bilgisayar olur.
Biz ise veriden hareketle yapılan senteze "bilgi" diyoruz. Aziz Yıldırım'ın yetersiz kaldığı nokta işte bu sentez...
Örneğin Daum "kötü hoca" mı? Elbette değil.
Türkiye, Brezilya, Uruguay, İspanya milli takımlarında oynamış ve oynayan oyunculara "kötü futbolcu" denebilir mi?
Tabii ki denemez.
O halde sorun sentez sorunu: Bu hoca ve bu 22 futbolcunun birbirleriyle psikolojik kimyası uyuşmuyor.
Peki, bu "uygunsuz ruhları" bir araya getiren kim?
Tabii ki Aziz Yıldırım...
F.Bahçe'nin futbol bölümünde son söz Aziz Yıldırım'ın olduğu sürece takım tekleyecektir. Bir yıl şampiyon olacak, üç yıl olamayacak ya da ucuna geldiği şampiyonlukları kaçıracaktır.
Önümüzdeki pazar F.Bahçe, G.Saray'ı yenerse... Hatta lig sonunda da şampiyon olursa, yukarıdaki çözümleme değişir mi? Değişmez.
Çünkü burada, 1998'den günümüze geçen Aziz Yıldırımlı 12 yılın muhasebesini yapıyoruz.
Not: Buradaki ana fikri şirketlere, hatta ülke yönetimine uygulayabilirsiniz.