Olayı biliyorsunuz: Kürt siyasetçilerden Sırrı Sakık, CHP Başkanı Deniz Baykal'ın aday göstermek üzere kendilerinden "20 militan" istediğini söyledi.
Olay 1999'da geçiyor. CHP ile HADEP'in seçimlerde ittifak yapması gündeme geldiğinde bu sözler ediliyor.
Bence burada "militan" kelimesi eğreti duruyor.
Herhalde "militan" ile kastedilen, "Kürtçü olduğu bilinen" kişiler. Dün bu iddialara bir yenisi eklendi.
O dönemde CHP-HADEP ittifak görüşmelerini sürdürenlerden İnsan Hakları Derneği Mardin Şube Başkanı Cemil Aydoğan, "Baykal, PKK'nın Avrupa sorumlusuyla da görüştü" dedi.

***
Tam bu noktada Baykal'ın durumuna bakalım.
Kemalist bürokrasinin uzantısı olan CHP'nin böyle görüşmeler yapmış olmasını ben gayet olumlu buluyorum.
1999 itibariyle 15 yıldır sürmekte olan kısmi iç savaşı durduracak adımları CHP'nin atması gayet normal değil mi?
Keşke o ilişkiler devam etseydi de, bugünlere çok daha az sancılı bir biçimde gelseydik.

***
Bu açıdan baktığımda, 'Açılım'dan yana olan bazı medya organlarının ya da yorumcuların, Baykal'ı ayıplar tarzda laflar etmesini yanlış buluyorum.
Baykal'a "O zaman niye böyle görüşmeler yaptın" demek yerine... "Şimdi niye yapmıyorsun" ya da "Açılım'ı niye engellemeye çalışıyorsun" demek gerek.
Esas olan, arzulanan, tercih edilen barışsa, toplumsal huzursa, kardeşlikse... Baykal'ın o zaman yaptığı doğruydu; bugün yaptığı ise yanlıştır!
Baykal'ı çözüme davet etmek gerek, soruna değil.