Askeriye siyasi müdahaleleri sadece silah gücüyle yapmıyor. Çevresinde "Paşam neylerse güzel eyler" diyen sivil yandaşları var. Onlara kısaca "askerci" ya da "orducu" diyoruz.
Orducu sivillerin ortak özelliği, askerlerin yaptığı en tuhaf, en yanlış, en mantıksız işlere dahi bir mazeret üretmeleridir.
Konu açıldığında o kadar çok "Evet ama..." diye başlayan cümle kurarlar ki... Olay, Nasrettin Hoca'nın "Hırsızın hiç mi kabahati yok" diye yakındığı fıkraya benzer.
Aynı durumla "Balyoz" kod adlı darbe planından sonra da karşılaştık:
Orducu kesim, darbenin lideri olarak adı geçen eski I. Ordu Komutanı Org. Çetin Doğan'ın, "Tehditlere karşı planlar yapmak bizim görevimizdir" mealindeki sözlerinin üstüne atladı: "Ne yani, askeriye tehditlere karşı hazırlıklı olmasın mı, plan yapmasın mı" dediler.
***
O halde soru şu: "Balyoz" gerçekten tehdide karşı bir "hazırlık" planı mı, yoksa düpedüz "darbe" planı mı?
Gelin eldeki verileri inceleyelim:
1) Cuma namazı esnasında
Fatih Camisi'nde bomba patlatmak, sonra da olanları kameraya çekmek neye karşı bir hazırlıktır? Hangi "iç tehdit" böyle bir planı gerekli kılar?
Plandaki cümle: "Yapılacak manipülasyonlarla öfkeli grubun yaşananları irticai söylemler ve sloganlar eşliğinde protesto etmeleri SAĞLANACAKTIR. (
Not: Bu ve diğer kelimeleri ben büyük yazdım.)
2) Eğer şeriat bir iç tehditse, nasıl oluyor da
askeriyenin denetimindeki irticai güçler, Hava Kuvvetleri Müzesi'ne saldırıyor?
Plandaki cümle: "Cüppeli, sarıklı ve çarşaflı grupların, ellerindeki yeşil bayrakları ve molotof kokteylleri ile Hava Müzesi'ni basarak, müzedeki uçakları tahrip etmeleri SAĞLANACAKTIR."
3) Madem asıl amaç tehdide karşı hazırlık... Nasıl oluyor da bütün senaryolar, adı da verilerek,
AKP hükümetinin devrilmesi ve bir "milli mutabakat hükümetinin" kurulmasıyla sonuçlanıyor?
***
4) Şu cümleye dikkat: "Harekât ortamının ŞEKİLLENDİRİLMESİ safhasında kullanılmak üzere idhar (yedek) noktalarında depolanan mühimmat çıkartılarak planlandığı şekilde dağıtılacak."
Bir kısım silahlar niye gizlenir? Ordunun görevini yapamadığı bir işgal ortamında, düşmana karşı direnmek için...
Peki, bu nasıl bir tehdit ki ordunun tankı, topu elinde olmasına rağmen,
"harekât ortamını şekillendirmek" amacıyla gizlenmiş, yedeklenmiş silahlar ortaya çıkarılıyor?
5) Bize yıllardır tehdit olarak gösterilen
PKK ve
İslamcı terörizm, Balyoz'da
yardımcı güç olarak karşımıza çıkıyor. Okuyalım:
"Bölücü Terör Örgütü ve
El Kaide'nin büyük şehirlerde, özellikle İstanbul'da, EŞ ZAMANLI BÜYÜK EYLEMLERİ ve anılan eylemler sonrası icra edilecek, Sivil Toplum Kuruluşu ve üniversiteler ile KOORDİNE EDEREK YÖNLENDİRECEĞİMİZ çok geniş katılımlı toplumsal gösteriler ve eylemler neticesinde oluşan kaos ve karmaşa nedeniyle öncelikle
olağanüstü hal ve sonrasında
sıkıyönetim ilan edilecek."
***
Orducu arkadaşlar!
Söyleyin Allah aşkına, bunun nesi "tehdide karşı hazırlık planı"? Adamlar düpedüz, "darbe planı" hazırlamış işte.
Üstelik de PKK'yı ve İslamcı teröristleri kullandıklarını, yönlendirdiklerini apaçık itiraf ediyorlar.
Daha ne desinler?