Tıbbi çalışmalar değil dedelerimizin, babalarımızın dahi aklına hayaline gelmeyen bir biçimde ilerliyor.
CSI-Miami türü, olay mahallinden toplanan delilleri laboratuarda inceleyerek suçlaya ulaşan polislerin öykülerini anlatan TV dizileri boşuna ilgi görmüyor.
Cep telefonuyla manyetolu telefon arasında nasıl bir uçurum varsa... CSI dedektiflerinin uyguladığı tekniklerle, Komiser Colombo'nun teknikleri arasında da benzeri bir uçurum var.
Gelelim gerçek hayata...
Son iddia şöyle: İmralı'da hapis yatmakta olan PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'nın 6 tane saç teli avukatları tarafından Fransa'ya götürülüyor... Dr. Pascal Kintz adlı adli uzman bunları laboratuarda inceliyor. Sonuç: "Bu saç tellerinde zehre rastladık."
Bu olayı bir an için gerçek kabul edelim. Yani gerçekten Apo, azar azar zehir verilerek öldürülmek isteniyor.
Peki bunu nasıl yorumlamalı?
Bazıları diyor ki "Eğer Ankara, Apo'yu ortadan kaldırmak istiyorsa bunu çok daha incelikli yöntemlerle yapabilir."
Doğru ama şöyle de bir durum var: Biz bazen sadece ormanı görüyor, ağaçları unutup gidiyoruz.
'Ankara', 'Türkiye', 'devlet' dediğimizde, sanki tek parçadan oluşan bir bütün varmışçasına olaylara bakıyoruz.
Yani bir bakıma dilin kurbanı oluyoruz. 'Ankara' adeta aklı-bilinci olan, iradesiyle davranan bir insan da... Apo'nun zehirlenmesine karar veriyor ya da vermiyor.
Halbuki devlet dediğimiz mekanizma birçok parçadan oluşuyor. Bu parçaların davranışı çoğu zaman birbiriyle uyumlu olmuyor.
Aynı 1999'daki gibi: Nasıl bazıları "Yakalanan Apo hemen asılmalıdır" derken, bazı partiler "Hayır, kullanalım" demişse... Bugün de mutlaka Apo'yu yok etmek isteyenler, bu suikastı kendi çıkarlarına uygun bulanlar vardır...
Bir başka olasılık da şu: "Apo'yu öldürmek istiyorlar" kanısını, terörü azdırmak amacıyla, PKK ve uzantıları içinde yaymak isteyenler de olabilir.
Geçen gün yazdığım gibi: Mart ayına yani en tehlikeli döneme geldik. Kendi adaylarını Köşk'e çıkarmak isteyenler, ortalığı bulandırabilir. Türkiye'de bunu yapmanın en kolay yolu da Kürt meselesine çomak sokmaktır.
Biz bu ülkede, genelkurmay başkanına rağmen gizli cuntalar kuran subaylar, başbakana rağmen onlara yardım eden bakanlar, emniyet müdürüne rağmen operasyon düzenleyen polisler görmedik mi?
Tehlikenin farkındayız!