Türkiye'de yüzde 10 barajı olduğu için bazı partiler Meclis'e giremiyor. Bu da temsilde dengesizlik yaratıyor. Bugün olduğu gibi bazı partiler oy sayılarının çok üstünde bir oranda milletvekili kazanıyor.
Dün, seçim sistemindeki bir başka derin adaletsizliğe değindim. Çarpıklığı, ' Bir köylü eşittir üç kentli' diye formüle ettiğim için bazı okurlarımız bozulmuş. Köylüleri küçümsüyormuşum.
Hayır efendim! Kimseyi küçümsediğim yok.
AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden Prof. Yavuz Sabuncu'nun ' Seçim Barajları ve Siyasal Sonuçları' başlıklı makalesine dayanarak söylüyorum.
Çarpıklığın kaynağı şu: Önce 81 ile birer mebus veriliyor. Sonra kalan 469 milletvekili nüfus üzerinden saptanan bir katsayıyla dağıtılıyor.
Sonuçta, en az nüfusa sahip 10 ilimiz (toplam 1.6 milyon kişi) Meclise 21 milletvekili gönderiyor. Buna karşılık 1.7 milyonluk Antalya, 13 milletvekili çıkarıyor. Tam bir abukluk.
2002 seçimlerinde 27 bin Bayburt seçmeni Meclis'e bir milletvekili gönderirken, İstanbul bunu 103 bin seçmenle, İzmir 101 bin, Ankara ise 93 bin seçmenle gerçekleştirebildi.
Böyle saçmalık olur mu? Ben ' büyük iller kayrılsın' demiyorum... ' Küçük illere avantaj sağlanmasın' diyorum.
Kocaeli 752 bin seçmenle 9 milletvekili seçiyor, Şanlıurfa ise 570 bin seçmenle 11 milletvekili çıkarıyor. Niye? Var mı geçerli bir mantığı? Yok. Sadece saçma bir hesabın sonucu bu.
Sonuçta, Prof. Sabuncu'nun dediği gibi "Bu durum merkezsol ve merkezsağ partileri dezavantajlı hale getiriyor.
"Hem bu dengesizliğe sesimizi çıkarmıyoruz, hem de Meclis binasında tavana çiğ köfte yapıştırdılar diye laf ediyoruz.