Bundan dokuz yıl önce ' 28 Şubat Süreci' de denilen ' buçuklu darbe'nin en önemli adımı atılmıştı. Erbakan ile Çiller, Milli Güvenlik Kurulu'nda silkelenmiş, Meclis'ten çıkan 'meşru hükümet' o andan itibaren dikiş tutmamıştı.
Yapılan apaçık demokratik işleyişe müdahaleydi. Ancak böyle bir ' şer'den, bir ' hayır'ın çıkacağı kimin aklına gelirdi.
'Dinci' Milli Görüş hareketi, aynı zamanda ekonomide devletçi bir anlayışa sahipti. Avrupa Birliği'ne ise karşıydı.
28 Şubatçılar Erbakan'ı siyasetin dışına itti. Bunun üzerine, Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının önü açıldı.
Eğer 'Hoca' kalsaydı Erdoğan, en çok bakanlığa kadar yükselebilirdi. Ve tabii Erbakan'ın koltuğu altında, 'devletçimillici' çizginin dışına çıkamazdı.
Sonuçta Avrupa Birliği'ne girmeye istekli, özelleştirmelerle piyasa ekonomisini geliştiren, yabancı sermayeyi ülkeye çekmek için uğraşan bu kadrolar, 28 Şubat sayesine bir güç olarak ortaya çıktı.
Tayyip Erdoğan'ın beğenmeyebilirsiniz. Kabul. Ama " Erbakan mı, Erdoğan mı " diye sorulsa... Ve alternatif olmasa... Hangisini tercih edersiniz?