Bizim yöneticiler, aydınlar, kanaat önderleri 'neden' ile 'sonuç'u, 'içerik' ile 'biçim'i sık sık birbirine karıştırıyor.
Bunun son örneğine Milliyet'te rast geldim...
Taha Akyol'un haberine göre Başbakan Erdoğan, Fransa'daki başkaldırıyı 'türban' yasağına bağlamıştı. Halbuki orada ciddi bir yoksulluk ve itilip kakılmışlık meselesi var. Kimse 'türban yasaklanıyor' diye otomobilleri yakmıyor; her bakımdan 'ikinci sınıf insan muamelesi gördüğü' için ayaklanıyor.
Bu haberden iki sayfa sonra yazar Şebnem İşigüzel, Derya Sazak'a şöyle demiş: "Başbakan Erdoğan, Adnan Şenses'i sevdiği kadar romanı sevseydi, Türkiye'de kitabın kaderi değişirdi." Bu konuyu daha önce de ele almıştım: Bizim siyasetçilerin asıl sorunu 'roman' değil 'araştırma-inceleme' kitabı okumamaları.
Baksanıza güreşin ata sporumuz olmadığını dahi yeni öğreniyorlar. 'Çanakkale Savaşı' dendi mi mangalda kül bırakmayanlar, aradan bunca yıl geçmesine rağmen daha kaç şehit verdiğimizi dahi bilmiyor.
Bu ve daha nice yanlış anlamanın, abartının, palavranın aslını bilmek için roman değil, araştırma-inceleme okumak gerekir.