Bizim basının önemli bir bölümü tarihi gerçekleri eğip büküyor. Sonuçta da ortaya derinlikten yoksun, çocukça yorumlar çıkıyor. Ben kendi payıma bu ideolojik yaklaşımı artık kanıksadım. Aslında çok da önemsemiyorum: 'Hazret yine sallamış' deyip geçiyorum.
Ancak anlamadığım, daha doğrusu kabullenemediğim bir nokta var: Tarihi verileri niye çarpıtıyoruz?
Bunun son örneğini dün gördük. Biliyorsunuz 18 Mart, Çanakkale Savaşı'nın 90'ıncı yıldönümüydü. Bu savaş sadece bizim için anlamlı değildir. İngilizler, Fransızlar, Yeni Zelandalılar... Orada savaşmış tüm uluslar Çanakkale'yi önemser. Törenlerle, konuşmalarla, yazılarla Çanakkale'yi andık. İyi de yaptık. Gelelim çarpıtma konusuna...
Şimdi size basit bir soru yönelteyim: Çanakkale'de Türkler kaç şehit verdi?
Dün bazı gazetelerde (ve TV'lerde) '250 bin şehit verdik' ibaresi göze batıyordu. Peki bu rakam doğru mu?
Şu anda önümde ABD'li askeri tarihçi Edward Erickson'un 'Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Ordusu'nu inceleyen 'Size Ölmeyi Emrediyorum' adlı kitabı duruyor.
Bu ciddi bir çalışma. Bir 'yabancı' tarafından yazılmış ama gayet nesnel bir anlatıma sahip. Eski Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu da araştırmanın bu niteliklerini, İngilizce baskıya yazdığı önsözde belirtiyor.
O halde gelin kitaptaki rakamlara bir göz atalım: Erickson, 595 subay ile
56.048 askerin öldüğünü... 1018 subay ile 95.959 askerin yaralandığını... 27 subay ile 11.151 askerin kayıp listesine geçtiğini belirtiyor.
Erickson, bu verilerin, 66.000 kişinin öldüğünü öne süren Liman von Sanders'in (Çanakkale Savaşı'nın Alman başkomutanı) ve ayrıca bu konuda kitap yazan Korgeneral Fahri Belen'in rakamlarıyla uyumlu olduğunu da söylüyor.
Hesaplamaya devam edelim... Kayıpları da şehitlere eklediğimizde
67.821 rakamı çıkıyor. Bu rakama 21 bin kişi civarındaki hastane ölümlerini de eklersek: 88.821 rakamına ulaşıyoruz.
Korgeneral Selahattin Çetiner'in 'Çanakkale Savaşı Üzerine Bir İnceleme' adlı kitabındaki veriler ise şöyle: 57.084 şehit (subay+asker), 27 kayıp/esir subay, 11.151 esir/kayıp asker, 20.297 hastanede ölen asker. Hepsini toplarsak: 88.559...
Diyelim ki kayıtlarda eksiklikler var. Aslında bizim orduda kayıt tutma hiç de fena değildir ama bir an için öyle varsayalım ve 12 bin kişi daha ekleyelim: Bu durumda Çanakkale'deki ölü sayımız 100.000'e ulaşıyor.
***
Şimdi söyler misiniz bana: '250 bin şehit' lafı nereden çıktı?
Tarihin iktidar odaklarının, hâkim ideolojilerin bakış açısına göre yeniden ve yeniden yazıldığı doğrudur. Ama rakamlarla ve somut verilerle niye oynanıyor, işte onu anlamıyorum!
100 bin zaten olayın vahimliğini ortaya koyan bir rakam. 250 bin değil de, 100 bin ölü vermemiz, ne Türk milletinin kahramanlığına halel getirir, ne de Çanakkale'nin önemini azaltır.
Merak ediyorum: '250 bin şehit' iddiasını öne sürenler acaba cahil mi, yoksa yalancı mı?