Bazen ideolojilerin, propagandanın nasıl işlediğine dair örnekler veriyorum. Bunlardan bir tanesini daha geçen gün yakaladım. Aslında olay yeni değil. 2003 yılının temmuz ve ağustos aylarına dek uzanmamız gerekiyor.
Hatırlarsınız: Başbakan Erdoğan at binmiş ancak hayvan huylanınca yere düşmüştü.
Yüksek mevkideki kişilerin, zenginlerin, ilgi odağı olan kişilerin başına gelen bu tip olaylar sıradan insanları güldürür. Bir mankenin podyumda düşmesine ya da bir devlet başkanının uçaktan inerken ayağının kaymasına ister istemez kahkaha atılır. Bunlar gayet normal tepkiler.
Ancak Erdoğan'ın düşmesinden hemen sonra epostalarda bir mesaj dolaşmaya başladı. Bu mesajda iki fotoğraf vardı. İlkinde Erdoğan'ın düştüğü kare yer alıyordu ve altında, " Ata öyle binilmez... " yazıyordu. İkinci karede ise bir atın üstünde, dimdik duran Atatürk'ü görüyorduk. O fotoğrafın altında ise " ... böyle binilir " ibaresi vardı.
***
Espri güzeldi. Ancak apaçık biçimde bir ideolojik bakışın sonucuydu. Erdoğan'a karşı propaganda yapılıyordu. Ben buna da karşı değilim. AKP'yi ve Erdoğan'ı tutmayanlar böyle şeyler yapabilir. Neden olmasın! Benim açımdan ise önemli nokta şuydu: Acaba Atatürk hiç attan düşmemiş miydi? Hafızamın bir köşesinde böyle bir olayın geçtiğine ilişkin bir kırıntı vardı. Ancak araştırayım derken başka işler çıktı; konuyu buzdolabına kaldırdım.
Geçen gün Popüler Tarih dergisinin kasım sayısını okuyordum. Atatürk Özel Bölümü hazırlamışlar. Üç konu vardı: Demiryolları, yaveri ve at sevgisi.
At sevgisi mi? Hemen Eser Tutel'in kaleme aldığı bölüme baktım. Ve aradığımı buldum: Evet, Atatürk de attan düşmüştü! Olay Kurtuluş Savaşı sırasında geçmişti.
1921 yılında, Sakarya Savaşı'nın hemen öncesinde Mustafa Kemal Paşa Polatlı'nın İnler mevkiine gitmişti. 12 Ağustos günü cepheyi inceliyordu. Derken aniden bindiği at ürktü. Ve Mustafa Kemal yere düştü.
Göğsünde şiddetli bir ağrı duyuyordu. Kıvranmaya başladı. Ancak dört gün sonra tedavi için Ankara'ya dönebildi.
O sıralarda Ankara'da çalışmakta olan operatör doktor Mim Kemal Öke ve arkadaşı Murat bey, Mustafa Kemal'i muayene etti. Paşa'nın kaburga kemiklerinin bazısı kırılmıştı. Nefes alırken batan kemikler büyük acı veriyordu.
Doktorlar Ata'ya, kesinlikle dinlenmesini, hareket etmemesini tavsiye etti. Uyan kim? Kurtuluş Savaşı'nın tam ortasında Paşa durur mu? Ertesi gün cepheye döndü tabii: Ve 22 gün süren Sakarya Savaşı'nı kırık kaburga kemikleriyle yönetti!
Kıssadan hisse: Siyasi mücadele ve muhalefet başka, tarihi gerçekleri çarpıtmak başka. Eğer 'her yol mubah' derseniz, yarın öbür gün size de haksızlık yapılmasını onaylamış olursunuz.
Bir de temenni: 'AT'tan düşen Erdoğan, inşallah 'AB'den düşmez!