Americans for the Arts adıyla örgütlenen Amerikalı sanat severler bu pazar New York Times gazetesine harika bir reklam vermişlerdi.
"Okullarımızda sanata pek az yer veriliyor" yakınmasından sonra şöyle devam ediyordu reklam:
"Çaykovski" dediğinizde, "Çok yaşa" cevabını alırsanız hiç aldırmayın.
Ondan sonra da sanatın önemini anlatan bir metin yer alıyordu tam sayfalık reklamda.
***
Türkiye'de de durum bence iç açıcı değil. Bu alan önce 'yüksek sanat' ve 'halk sanatı' diye ikiye ayrılıyor. İlki önemli, kaliteli, değerli görülüyor. İkincisi kalitesiz, basit, uyduruk. Böylece bir uçurum doğuyor.
Halbuki sanat tarzları arasında dikey hiyerarşiler yerine, yatay bağlantılar kurulabilir. İşte "Şaman Güncesi" adlı sergiyi ben bu yataylık içinde algılıyorum. Peki nedir Şaman Güncesi? Gelin baştan alalım...
***
Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Hüsamettin Koçan, Bayburt doğumlu. Prof. Koçan bir süre önce Bayburt'un Bayraktar köyünde Türkiye şartlarında 'hayalperestlik' denecek bir projeyi başlattı: Bayburt Baksı Müzesi Halk Sanatları Araştırma Uygulama Merkezi. Yani "Allah'ın dağına" sanatı götürecek ve oradaki sanatı da buraya getirecekti!
Müzenin inşaatı şu sıralar sürmekte. Projenin hatırı sayılır bir bölümü tamamlanmış durumda. Tabii para gerek. Peki ne yapmalı? Prof. Koçan'ın çağrısına olumlu yanıt veren sanatçıların eserleri 16 Mart-3 Nisan arasında sergilenecek. Nerede? İstanbul Levent'teki Proje4L isimli merkezde.
Kimler yok ki bu sanatçılar arasında: Ömer Uluç'tan Devrim Erbil'e, Komet'ten Bihrat Mavitan'a farklı kuşak ve tarzlardan 123 sanatçı. Eserler satılacak ve parası Baksı Müzesi'nin inşaatında kullanılacak.
***
Ne biçim kelime bu; 'Baksı' mı, 'Baskı' mı; diye aklınızdan geçiyordur. Efendim 'Baksı' (ya da 'Baksa') Kırgız Türkçesinde 'şaman' demek. Şaman yani özetle 'doğaya tapanların' din adamı. 'Baksı Müzesi' ve 'Şaman Güncesi' Anadolu'daki olağanüstü kültür ve inanç mozaiğine gönderme yapmış oluyor.
Geçen akşam sergiyi gezdim. Çok hoş eserler var. Acaba üç beş kuruşu bir araya getirip alabilir miyiz, diye ciddi ciddi düşündük. Ancak fiyatları kesinleşmemişti. Kısmet...
Velhasıl 'Baksı' dediğinizde, 'Ne o, aksırdın mı, çok yaşa' diyenler olursa... Hiç kafanıza takmayın ama 'Hep birlikte' demenizin de bir sakıncası yok.