Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Hakiki 'isot' nereden alınır?

AnladIm ki bir kent, bir yöre nesiyle ünlüyse... Gittiğinizde en zor bulacağınız şey odur. Şöyle...
* Mesela yıllar önce, üniversitedeyken, mobilya ve kereste sanayisi üzerine küçük bir araştırma yapmak için İnegöl'e gitmiştim. İnegöl nesiyle ünlüdür? Bir mobilyasıyla, iki köftesiyle değil mi? Ama gelin de (tabii günümüzde durum nasıl bilmiyorum) köfteyi bulun. Daha doğrusu şöyleydi: Her yer köfteci doluydu ancak çoğunluğu sıradandı. İstanbul'da 'İnegöl köftesi' diye satılan köfteden farkı yoktu.
Bir, üç, beş... Yok, yok, yok. Derken sora sora 'Çifte Fırınlar' denilen köfteciyi bulduk. Aman Allahım o nasıl köfteydi öyle! Mükemmeldi. Yemeğe doyamadık.
*Aynı dönemde, yani yuvarlak hesap 20 yıl önce, bir de kabzımalla tanışmıştım. Bursa Hali'nde çalışıyordu. Pırasa bıyıklı, altın dişleri olan, dev göbekli bir adamdı... Kocaman ellerini mümkün olduğunca açarak, "Şeftaliler de nah böyle..." diye anlatıyordu. Ben de saf saf sormuştum: "İstanbul'a mı satıyorsunuz?" Fesuphanallah dercesine suratıma baktı: "Yoook canım" dedi, "İhraç ediyoruz. Elimizde kalırsa, belki İstanbul'a da göndeririz." Yani o dönemde, eğer kendi bahçeniz yoksa, Bursa'da şeftalinin hasını yemeniz mümkün değildi.
*Mesela Küba'da gerçek Cohiba purosunu bulmak için epey uğraşmanız gerekiyor.
*Son örneğim ise Urfa'dan... Bu kentin hemen akla getirdikleri arasında ne var? 'İsot' denilen kırmızı biber, değil mi? Hadi gelin de şöyle esaslı, kaliteli isotu bulun bakalım. Geçen gün eski çarşıya girdim. Ne yapmalı, nasıl almalı diye düşünüyorum. Baktım az ileride yiyecekle, baharatla ilgili olmayan, dolayısıyla 'tarafsız' sayılacak bir dükkânın önünde iki adam. Derdimi anlatabileceğim tiplerdi. "Merhaba" dedim, "ben en iyisinden isot almak istiyorum. Bunu nasıl ve nereden alacağım."
"Eyvaaah" dedi adamlardan biri, "En zor soruyu sordunuz." Diğeri de başıyla onayladı. Nasıl yani? İsot memleketinde isot bulunmuyor mu? "Çarşıda herkes 'ev isotu' diye biber satar. Ancak hiçbiri gerçek ev isotu değildir." Niye? "Bakın 6-7 milyona satıyorlar iyi biberi. Ama ben evde yaptığım isotu 20 milyona dahi vermem." Diğeri yine kafasıyla onayladı. (Bu konuda beni İstanbul'daki Urfalı arkadaşlarım uyarmıştı zaten. 'İsotun hası evlerde yapılır' demişlerdi. Demek doğruymuş.)
Peki ne yapacağız? "Şuradaki dükkândan alabilirsiniz. Dürüst esnaftır. İyisinden isteyin versinler ama o dediğiniz hakiki isottan bulamazsınız." Çaresiz dediğini yaptık. Ağızla temas ettiğinde... Önce tatlı gelen... Derken yavaş yavaş acısını hissettiren isottan aldık. Halimize şükrettik.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA