Ebru sanatıyla ilkokulda tanışmıştım. Odanın ortasına kocaman bir leğen koyar... İçini suyla doldurur... Suya boya atar... Sonra da üstüne bir kağıt sererdik... Ardından kâğıdı dikkatlice kaldırır... Ortaya çıkan alacalı bulacalı renklere hayranlıkla bakardık... Boya kuruduktan sonra bu kağıdı defter kaplamakta kullandığımız olmuştur.
Tabii bizim ebrular pek amatörceydi. Balistik füze, bayram fişeğinin yanında neyse... Bizim dandik ebrular da, ebru sanatının gerçek örnekleri karşısında öyleydi.
Neyse... Geçen zaman içinde arada sırada düşünmüşümdür: Ebruların çoğunluğu geleneğe bağlıdır. Çiçek motiflerine ve güzel yazıya ağırlık verilir.
Peki 'çağdaş' ebru nasıl olur? Acaba 1-13 Mart arasında 'Renklerin Bestesi' adlı ebru sergisini Cemal Reşit Rey Konser Salonu Fuayesi'nde açacak olan Osman Şimşek'in eserlerini buna dahil edebilir miyiz?
Şimşek'in desenlerini modacı Cemil İpekçi de beğenmiş ve tasarladığı giysilerde kullanmış. Demek ki modern bir çizgi bulmuş onlarda.
Geleneksel sanatların günümüze nasıl uyarlanacağını hem tartışmamız, hem de cesurca denemelerde bulunmamız gerekiyor.