Engin Özendes'in küratörlüğünü yaptığı Seni Seviyorum İstanbul sergisi, Balık Pazarı'ndaki Üç Horon kilisesinde açıldı. 19. yüzyıldan bugüne İstanbul Ermenilerinin fotoğraflarını izlemek keyifli oldu. Özendes özel bir iş yapmış.
Ara Güler'i iyi tanıyoruz hatta onun fotoğraflarını ezberledik ama başkaları da var. Garbis Özatay gibi. Ani Çelik Arevyan gibi. Vasgen Değirmentaş gibi. Silva Bingaz gibi. Manuel Çıtak'ın çağdaş sanat dünyasından çok iyi bildiğimiz Karadeniz'lerini tekrar görmek güzeldi.
Türkiye Ermenileri Patrikliği'ni tebrik ediyorum. Kilisenin içindeki sergi mekanını da çok sevdiğimi eklemeliyim. Balık Pazarı'na kapısı olan bir sanat mekanı. Yazması bile etkileyici.
Bu sergiden hemen sonra Tophane'ye indim, Galeri Elipsis'deki ünlü moda fotoğrafçısı David Drebin'in sergi açılışı için... Drebin'in fotoğrafları fazla iştah açıcıydı doğrusu. İzleyiciyi de çok aç varsaymaları cabası. Vivet Kanetti Uluç, Sevil Sert, Nazif Topçuoğlu, Arif Aşçı, Sezai Taşkent, Haldun Dostoğlu, Daniel Stork, Serdar Katipoğlu, Ergun Tükel gibi bütün fotoğraf dostları oradaydı.
Fazla vakit kaybetmeden Pi Artworks galerisinin Mısır Apartmanı'ndaki yeni yerinin açılışına gittim. Asansörde kimler yoktu ki... Çivili avangart ayakkabılarıyla Nuran Terzioğlu, yağmur çizmeleriyle Gülin Öngör, olağanüstü şık fularıyla Leyla Alaton, elinde 'hayırlı olsun' Godiva çikolatalarıyla Aslı Sümer... Galeri fazla aydınlatılmış gibi geldi bana. Sanki hijyenik şartlarda üretim yapan bir fabrika odası gibiydi. Birazdan yoksa elimizdeki içkileri bırakıp ürün mü paketleyecektik piyasaya? Ve Ali Kazma'nın son Engellemeler'inde oynama şansını mı elde edecektik?
Baktım hava güzel, Asmalı'da biraz yürüyeyim, dedim. Kemal Yılmaz'ı Otto'da kızıl güzeli genç bir kadın ve onun orta yaşlı karnı burnunda arkadaşıyla sohbet ederken gördüm. Biraz kulak kabarttım, hamile kadına Murathan Mungan'ın son romanını lohusayken okumasını salık veriyordu. Bundan hamile olmayanların kitabı okumaması gerektiğini çıkarttım. Yanlış mı anladım, ne dersiniz?