Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ADALET CİNGÖZ

Özdemir Altan'dan ütopik bir müze önerisi

Özdemir Altan'a, Teşvikiye Galeri Kent'e girerken rastladım. Altan, Wrangler kot montu, mor kadife gömleği mavi çizgili kaşkoluyla tam formundaydı. Serginin genç sanatçısı Kubilay Mert Ural'ın kendine mahsus dünyasına ilişkin yerleştirmesindeki objeleri bir süre inceledikten sonra kahve içmeye oturduk. Altan, yepyeni bir seriye başlamıştı. Heyecanla bahsetti. Sonra elbette konu, hızla yükselen sanat âlemine geldi. Altan'a göre çağdaş sanat âlemi yükselmiyordu. "Ziraat olmadığı yerde yabani otlar büyüyor" sadece... Ve Altan'a göre, "Hâlâ doğru dürüst bir müzemiz yoktu". Doğru dürüst bir müzeyi hayal etmesini istedim ben de bunun üzerine Altan'dan. O da başladı saymaya.... Önce İtalyan primitifleri istiyordu müzede... Piero Della Francesca şarttı. Ardından Tintoretto da. Bir tane bile olsa yeterdi. Flaman Rönesansı'ndan Bosch ve Bruegel de şarttı. Sonra sonra... Vermeer de... Bir akademi bitirmiş kadar ders verirdi bu resimlere bakmak. Altan, dikkatle ve tutkuyla saymayı sürdürdü... Hınzır Rembrandt. Delacroix, Ingres ve empresyonistlerin hepsi ve tabii ki Cezanne. "Ah Cezanne yok mu Cezanne... Ayıptır söylemesi benim gibi bir sanatçı 100 yılda bir gelir, demişti. Cezanne öleli 100 yıl geçti. O gelen herhalde benim...." dedikten sonra 20. yüzyıldan Marcel Duchamp, Joseph Beuys'u da müzeye almak gerektiğini belirtti.
Peki ama ya yerli sanatçılardan müzeye kim girecekti. "Nazmi Ziya, Avni Lifij ve Zeki Faik İzer" dedi... Aralarında en iyisinin Avni Lifij olduğunun altını çizerek... Bir portresinden etkilenerek Akademi'de Lifij'in sergisini yapmıştı. Türkiye'nin ilk küratörü olarak. Altan şu anda yaşı 35 ila 60 arası Türk sanatçılardan yana umutsuzdu. Yaşı 35'e kadar olanlardan ise çok umutlu. Altan'a şapkamı sıkı sıkıya takmak şartıyla atölyesine geleceğime söz verdim. Son resimlerini görünce şapkam uçacaktı çünkü... Her ne kadar otların büyüdüğü piyasa onun 1990'da başladığı Soyağaçları serisinin ilk örneklerinin peşinde olsa da, o, son yaptıklarından çok memnun görünüyordu. Bir zamanlar da aynı piyasa sanatçının 1960'lardan Tepegöz ve Sinek Kralı'nın oğlu serisinin peşinde değil miydi? Eski olsun da sanatçının son yaptıkları olmasın. Galiba piyasanın pek alaturka bir derdi bu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA